1
okumamış, hayatında bir kere bile olsun tiyatroya gitmemiş, gittiyse bile izlediğinden bir şey anlamamış, foucoult'un kim olduğunu bile bilmeyen insanımsı yaratıktır.
geçen gün bir sinema dergisi için yaptığımız toplantıya katılan arkadaşlarımızdan birinin kuzenini yakaladım biz konuşurken. arkadaşımıza "spontane" ne demek diye sordu. gerçekten midemin bulandığını hissettim. bir histeri nöbetine girmek üzereyken kendimi zor tuttum.
spontane kelimesinin ne anlama geldiğini bilmeyen bu cahil şahsiyetle aynı ortamda bulunduğum için kendimden utandım. böyle durumlarda hep freudyen analizler yaparım. hissettiği aşağılık duygusunu anlamaya çalışarak, karşımdaki yaratığın az gelişmiş zihninde neler olup bittiğini çözmeye çalışırım. derginin başyazarlarından biri olan arkadaşımız da, kuzeninin bu cahilliğinden duyduğu utancı bizden saklayamadı tabii...
toplumun bu denli yozlaşmış, bilimden, sanattan ve aydınlık yarınlardan uzaklaştığını gördükçe, sartre'ın tabiriyle dile getirmek gerekirse varolamayan insanları gördükçe, kahve bardakları ve klozetler gözüme daha değerli geliyor.
Şimdi siz diyeceksiniz ki, ne diyor bu mal. cahil olduğunuz için anlamamış olma ihtimaliniz yüksek. nitekim, spontane kelimesinin ne anlama geldiğini bilen aydın fikirli insanlar bu söylediklerimi üstlerine alınmayacak, hatta benimle özdeş duygulara sahip olacaklardır.
duygudaşlarıma selamlarımı iletir, cahilliğin son bulduğu güzel yarınlara ulaşmak için içimde barındırdığım umudu buradan hepinize gönderirim.
#361 entelit | 20/12/2012 23:56