2012 nin şubat ayı. işten geliyorum. metrobüs şirinevler durağında indim her zamanki gibi. şirinevler meydanda seyyar satıcılar vardır. bilenler bilir. portakal gördüm. ama nasıl " al beni" diye bana bakıyorlar. satıcının yanına yanaştım. "abi kilo kaça?" dedim. demez olaydım. pazarda 1 liraya almayanı dövüyorlar ama adam bana 3 lira dedi. nevrim döndü o an. "abi bana 3 liraya 2 kilo ver" dedim. yok dedi. pazarda 1 lira abi kilosu. uğraşma işte. yine et karını dedim. adam nuh diyor peygamber demiyor. o an bişey yapmam gerekti. o portakalları istediğim fiyata almalıydım. karşı taraftan 6-7 tane genç ama tarikatçı oldukları her halinden belli birileri geliyordu. satıcıya dönüp "3 liraya 2 kilo veriyor musun vermiyor musun?" diye sordum. git işine kardeşim dedi.
bir anda "allah a ne küfür ediyorsun
. satmıyorsan satmıyorum de" dedim. tarikatçı gençler allah ve küfürü duyunca hemen yanımıza doğru geldi. "selamın aleyküm kardeş ne oldu burda?" diye bana sordular. ben tabi fırsat kolluyorum. "piçin evladından 2 kilo portakal alalım dedik küfür etmeye başladı içinden allah a" dedim. o an gözleri bişey görmedi. adamın tezgahı dağıtllar. aldılar aralarına nasıl vuruyorlar. ben nasıl gülüyorum ama. o ara elime poşet geçti. yere dökülen sağlamkalmış portakalları poşete doldurdum. portakalları ezen tarikatçılarada "nimete basmayın kardeşlerim" diyerek uyarıda bulundum. 5 lirada tezgaha atıp eve doğru koyuldum
arkama doğru baktım biraz ilerledikten sonra. hala dövüyorlardı
i. hahahahaha. adam olsun bundan sonra.