1
olayın özünü açıklıyorum:1870li yıllar.bir bahar günü.portekiz sahillerinde ayağımızı denize sokmuş oturuyoruz.uzaktan portekiz bayraklı gemileri gördük.yine köle getiriliyordu.hemen lizbon sahiline indik.cebimizdeki son para ile bir köle almıştık.ismini hiç düşünmemiştik.ne de olsa köle idi.bir isme ihtiyacı yoktu.sevinçle evlerimize gitmiş, köle almış olmanın sevinci ile lizbon sokaklarında koşuşturuyor,çıplak yanık tenli kölenin etrafında oyunlar oynuyorduk.babalarımız bize köpek alsa ancak bu kadar sevinebilirdik.aradan yıllar geçmişti.bir gün yine lizbon sahiline koştuk.yanımızdaki yanık tenli ile.bizim 10 adım gerimizde ayakta duruyordu.uzaktan yine portekiz gemileri gelmiş köle satıyordu lizbon sahillerinde.hemen koştuk.3-4 yaşlarında bir çocuk vardı aralarında.çocuğun vücudunda çeşitli yaralar mevcuttu.işkence edilmişti besbelli.birden köle tacirinin elinden kurtulup bize doğru koştu.cassiusun bacağına sarıldı.cassiusun yüzüne baktı ve ağzından süzülen kan ile gözlerini kapadı.anlam verememiştim ben.o an gözlerinden bir yaş süzüldü cassiusun.bedevi gel sana anlatacaklarım var dedi.lizbonda bir yerde oturduk.cassius anlatmaya başladı.meğer aradan geçen yıllarda cassius lizbon gemileri ile yeni dünyaya gitmiş.3-4 yaşındaki çocuk ise onun yeni dünyadan oğluymuş.her ay ise portekiz gemileri ile ailesini görmeye gitmekteymiş.gözlerime bir sis çöktü.bir yumruk dizildi boğazıma.limana koştum.işte o günden beri cassius köleleri himayesine alır.nice köleler işkence görmesin diye.