1
(bkz:
ben biraz içimi dökmek istiyorum)
bir yerden sonra bir şeylerden sonra,
yüreğini asit çukuruna atmışlar gibi çürürsün.
2
3
bir yerden sonra tercihin oluverir yalnızlık, yalnızsındır işte.
artık hayatın diğerleri gibi işlemeyecektir, onlar ışıksa sen karanlık, onlar bahçe ise sen çöl olacaksındır. kaçışı ya da çıkışı yoktur bunun, dediğim gibi tercihin oluverir yalnızlık.
4
ne yaparsan yap, ne söylersen söyle bazı şeyler eskisi gibi olamayacaktır. itiraz da edemezsin, sen seçmişsindir bütün bunları. pişman değil de yalnızca biraz buruksundur, bazen de böyle hiç tanımadığın insanlara derdini anlatmak istersin birkaç titrek
arasında..
5
mesela, önceleri uğradığın mekanların önünden geçerken bir tiksinti bulutu kaplar içini. özellikle bir şeyleri paylaştığın bir insanla gittiğin bir yerse orası, birazcık daha sızlar için işte, yanlış anlama özlediğinden değil, anıların çok lezzetli olmasındandır..
6
mesela, yılbaşı gibi 'özel' geceler çoktan 'genel' kategorisine girmiştir hayatında, silinmiştir yaşantından. doğum günün olduğunu bir başkasından öğrenirsin, giderek zevksiz bir adam olur çıkarsın.
7
mesela, en sevdiğin yemeği yerken bile artık bir an önce sigaramı içsem diye mırıldanırsın, sigaranın acısı yemeğin tadını çoktan sollamıştır bile.
8
mesela, canın deli gibi su içmek ister ama tuvaletinin gelmesini beklersin. o kadar bezmiş bir haldesindir ki, mutfağa giderken önce tuvalete uğrarsın, maksat bir taşla iki kuş vurmak, daha az hareket etmek işte.
9
mesela, telefonun çalar durur. açmazsın, açamazsın.. telefonun ucundaki duyacağın herhangi bir ses sana çoktan yabancılaşmıştır, kaldıramazsın.
10
mesela, beynine vurulmuş bir tokmak gibi evin zili çalmaya başlar, kapıyı açmaya gitmek dahi gelmez içinden. göreceğin hiçbir yüze ihtiyacın, hiçbir şeyi paylaşmaya heyecanın kalmamıştır.
11
mesela, sigara almak bile çok zor gelir. utana sıkıla bakkalı ararsın, tiz bir sesle 'kısa anadolu ve üç-beş tane kahve abi" dersin, sokağa çıkıp markete gitmeye halin kalmaz.
12
mesela, elektrik kesilince diğer insanlar gibi isyan çıkartmazsın. mis gibi mum ışığın vardır senin, o titrek alevin gölgesinde ağlamaya başlarsın sessizce.
13
mesela, bazen de bir şans vermek istersin insanlara. cebinde kalan son umudunu dağıtmak istersin sokak sokak, ama yok kolay değildir öyle. önce bir etrafı süzersin, ağzından salyarak saçarak kariyer planlayan insanlar sarmıştır caddeleri, eğlence arayan soytarılar türemiştir. yapamazsın, yaptırmazlar.
14
mesela, toplumun bir şeyler içmek, muhabbet etmek için akın ettiği mekanlar küçükken geçirdiğin boğmaca hastalığına hapseder tekrar seni, dayanamazsın. bak şu iki masa ilerde elinde iphone, üstünde geyikli taytı ile etrafa yapay gülücükler saçan kıza, sanki 1-2 saat önce evinde soğanlı yumurta yememiş gibi davranan hani. nasıl da fasion tv mankenleri gibi rol yapıyor öyle. içindeki insanlığı öldürürler dostum, sokağa çıkıp bu kopya insanları görmek istemezsin.
15
ama yine de suçlama onu,
kopya olduğunun farkında değil sadece, yoksa içi hala temiz o insanların.
mesela, durakta otobüs bekleme süren diğer insanlara göre daha fazladır. kalabalıklar boğar seni nefes alamazsın, boş olan bir otobüs arar gözlerin, vazgeçip yürümeye başlarsın..
16
mesela, odana girdiğinde ışıkları yakmazsın, demiştim ya mum vardır çehreni aydınlatan, yeterli gelir o sana. karanlık bir dostun olmuştur artık, vazgeçemezsin.
mesela, saçların giderek süpürge teline dönüşür. duşa girmemek için en saçma şeyleri kendine meşgale edinirsin, ruhun bunca acıyla kaplıyken bedenini düşünemezsin.
17
mesela, sabahları bir işkence oluverir sana. güneşi gördüğün ilk anda ağlamaya başlarsın. kahvaltı yapmak yerine narkozsuz ameliyat olursun daha yüzünü dahi yıkamadan. karanlık dostun olmuşsa bir kere, güneşi eskisi gibi sevemezsin, sevdirmezler.
18
mesela, durup dururken sahneler belirir gözünde. titreme krizleri, asabiyet ve sonrasında gelen muhteşem sakinlik. şizofrenik bir tiyatro oyunu gibi, o sahneden bu sahneye atlar durursun, rolünü bitiremezsin dostum, izin vermezler.
19
ama her şeye rağmen, insansın sen işte. yalnız olsan da insan, yanlış olsan da..
yok öyle doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, gideceksin paşa paşa onuncu köyü sen kuracaksın. inat değil mi?
burası bir kişisel mücadele sahnesi, bir sabır platformu bu dünya.
kimi benim gibi yalnızlığıyla, kimi parasıyla, kimi eşiyle..
her ne olursa olsun, mücadelen kendinle olsun diğerleriyle değil.
onlar senden benden çok başka diyarlarda.
yalnızlığı seviyorsan eğer, şikayet etmeyeceksin.
şikayet edersen eğer, cesaretin yok demektir.
milyonlarca insanın, yalnızlık kelimesini bile duyduklarında köşe bucak saklandıkları bu sokaklarda, sen sigaranı yakıp sessiz sessiz yürüyeceksin.
korkma, daha fazla ölemezsin..
sesi çıkmayan, içine kapanık, toplum ile mücadele içerisinde olan, kendini modern dünyaya ait hissetmeyen, yalnız ama yürekli insanlara ithaf ediyorum bu yazıyı.
alnınızdan öpeyim sizin!
20
hayatımı ziktin reyiz
#178802 macklemore | 28/07/2013 00:01
21
okudum oyladım ellerine yüreğine sağlık
#178812 medusa | 28/07/2013 00:04
22
eline sağlık.
#178817 kutup | 28/07/2013 00:10