fiziksellik ve ruhsallık

  1. 1
    hep dediğim gibi.bu yazımada neden başladım bilmiyorum modern dünya hakkındaki öfkeli ve içten düşüncelerim hiçbir zaman değişmeyecek. Aralarında belki de en çok öfke beslediğim konu, toplumsal olaylara nasıl yaklaştığımızdır.insan fiziksel ve ruhsal bir varlıktır.bu ikinci söylediğimi keşfettiğinizde gerçekten yaşadığınızı anlayacaksınız.hayatınız yeni baştan yapılanmaya mahkum olacak. Sahi bu insanlar gerçek anlamda yaşadıklarını mı düşünüyorlar? Nefes almak öyle basit bir şey değil,. Şu an ne yapıyorsun diye sorsam, bu yazıyı okuyorum diyeceksin . Hayır, senin şu anda yaptığın en temel şey nefes almak. En büyük ihtiyacımız olan nefesimizi bile unutabiliyorsak, bu dünyada yaşamıyoruz demektir. Günlük hayatın telaşından nefes aldığımız gerçeğini bile fark edemiyoruz, çünkü belleğimiz yanılgılarla dolu. Tam anlamıyla yapılacak olan bir temizlik, her nefeste daha çok enerji dolduracak içimize, bize hakikaten yaşadığımızı hissettirecek., bugüne kadar özenle üzerine titrediğimiz fiziğimiz gibi ruhumuzu da tanımak,ruhunu tanıdığın andan itibaren, aynaya baktığında artık yüzünü değil gerçek olan seni göreceksin, şu et ve kemiğinin içersinde görünmez olmuş asıl seni bulacaksın.. Bizim bedenimiz sadece dış görünüş, sadece bir durak. Ruhumuzdur bakım yapmamız gereken, Ben farklı bir surette gelebilirdim dünyaya, ama böyle buldum kendimi. Bunu değiştiremem ve kimsenin beğenisine göre değişemez bu görüntü. Ama ruhum öyle mi, karakterim öyle mi? Onu ister kötülüğe çeviririm istersem iyiliğe. Ruhuma kademe atatmak benim elimde, ama yüzüme değil. benimle konuşurken yüzümü gözlerinin önünde canlandır ama, asıl sohbet ettiğin o değil, görüntü sadece bir yansımadan ibaret. Senin asıl konuştuğun , şu anda bunları aktaran düşünce ve hislerin barındığı ruhumdur. Sen benim ruhumla konuşuyorsun. Ben herkese böyle bakarım, bugüne kadar kiminle karşılaştıysam bu böyle oldu. Şu an emin ol, yüzümüz yanıklar içinde kalıp çirkinleşse, bizi neredeyse kimse karşısına alıp iki çift laf etmez. Ama ben o haldeki bir yüzü ciğerime basarım, kucaklarım onu. Çünkü ben ona değil, vereceksem onun içindekine değer vermeliyim. Neyse.. Şu ruhsallık ve fiziksellik konularına ne zaman girsem kafam karışıyor, olaydan olaya atlıyorum kusura bakma. Bizler karanlıktan korkarız, tedirgin oluruz. Kaç kişi loş bir mum ışığının gölgesinde kendisini dinleme zevkine erişmiştir? Kaç insan, karanlık ve sessizliğin büyüleyici atmosferinde karşılaştığı olayları masaya yatırabilmiştir? Bizlere dayatılan ihtiyaç görünümündeki lüksler, dev bir bataklığa girmemize sebep oluyorlar. Hayatımıza yön vermesi gereken iç dünyamızken, dış dünyadaki aldatıcı ambalajlara takılıp kalıyoruz. Hamburger ve pizzacı numaralarını ezbere bilirken, çorbaya kaç bardak su katılacağı konusunda yeni doğmuş ceylan yavrusu kadar çaresiziz. Dev marketlerde saatlerce gezinirken, kaçımız toprağa domates ekmeyi biliyor ki? Demek istediğim, çoğu fiziksel konu insanı hazırcılığa alıştırır. Bir bayanın güzelliğine, teninin yumuşaklığına aşık olmak kolaydır fakat dokunmadan sevgiyi besleyip büyütebilmek öyle kolay lokma değildir. bedeninde sıkışmış ruhuna nefes aldır biraz, çünkü o da sana nefes aldıracak. Bırak yüzündeki doğum izini, öldüğünde ruhunda belirecek lekeleri düşün sen. Eğer utanman gerekiyorsa, aynada baktığın senden değil, senin içinde hapis olan kendinden utan. Matematiksel olarak baktığımızda bile bu söylediklerim hayatından neyi çalabilir ki? Ama hayatına çok değerli şeyler katacak inan bana..
    #204823 dimethyltriptamine | 21/08/2013 23:36
     
iv> iv> iv> >