26
@18 olur öyle iyi bi insansa kaliteli vakitleriniz olduysa demekki...
27
anlatmaya gerek yok. hepsi hazin son. belli değil mi?
#272820 ikinci nesil | 11/08/2014 01:45
28
sevdiği insanla geçirdiği anlar kalitesizse birisi, o zaman o sevgide, aşkta bir sıkıntı vardır sanırım.
29
@26 biz zaten öncesinde de çok yakındık. çıkmaya başladıktan sonra da çok iyi dost olarak kaldık. ayrıldıktan sonra da kalabilmeyi isterdik tabi ama öyle olmuyor maalesef..
30
@27 koyim amına. aman sal be kanka .as.fa..sa.sa
#272823 kafka | 11/08/2014 01:45
31
erkeklerin dünyasına dair küçük bir iki sır vereyim sonra yazıyı buraya iliştireyim geneli için diyemem bazı erkekler vardır egosunu tatmin edebilmek için kadında kendisine çıta belirler. kimisi için bu çıta sevişmektir, kimisi için buluşmaktır, kimisi içinde el ele tutuşmaktır. benimkisi genelde alaycı bir çıtaydı. kadınla konuşur ikna eder sonra buluşmak için son bir kez arar yanına gitmezdim. sadistçe bir olay biliyorum. genelde 20- 24 arası ortaya çıkan bir durum. ego tatmini... yaşım 20 veya 22 falandır. ince ince nakış nakış işlerim sonunda bütünüyle açılır, reddedilir veya kabul edilirim. fakat kabul edilirsem olay bitmiştir. balon patlamıştır. artık benim için bitmiştir. ne o kadını görmek, ne de yanına gitmek isterim. sevmek güzel bir duygu. zamanı hoyratça yabanıl bir biçimde kullanmak yerine, sevdiğiniz için harcamak ve müşterek bir biçimde onunla kullanmak, harika bir eylem. arkadaş arkadaş takılırsın biraz olsun farklı bir duygu beslersin, açılırsın, zamanı gelir tamam der ve biter. bir dönemim böyle geçti, geriye kumdan yaptığım kalelere dalgaların çarpmasıyla bıraktığı kötü çirkin izler kaldı. çok ah almışsındır dediğinizi duyuyorum. çimen yeşili gözler en çok gözlerini aklımda yer etmiş. hafif kemerli bir buruna, ince fakat şekilli dudaklara ve kumral renkte saça sahipti. beyaz tenliydi. tahminimce 168 cm veya civarında bir boyu vardı. ince (aslında ideal kilodaydı) yapılı bir kadındı. zaman zaman çalıştığım yere gelir konuşurduk. konuşmalarımız zamanla birlikte katmerlendi. okuduğu bölümden projelerinden, geçmişinden, kimi zaman entelektüel konulardan bahsederdi. birlikte konuşurken, yelkovanların ilerleyişi umurumuzda olmazdı. bazen daha derinlere iner, kötü hatıralarını anlatırdı. elimden geldiğince onu teselli etmeye çalışırdım. resim sanatına özel bir ilgisi vardı. bir gün dayanamadım: -hz isa modeli ararsan buralardayım. bir an gülümsedi. hiç beklemediğim kadar ciddileşip: -çağırırım, bak cidden gelmezsen çok kızarım. bir daha geldi bir daha bir daha... onunla daha özel bir yerlerde görüşmek için fırsat kolluyordum. o benden önce davrandı. -akşama sergim var ve lütfen gel. oradan başka bir yerlere gideriz daha çok konuşuruz. gitmedim. yanlıştı. yapmamalıydım. ve buna benzer iki kadın daha gelip geçti. neden yaptığıma veya ne için yaptığıma dair; amacım
lik veya onunla oynamak değildi. asla bu iki sözcüğü kabul etmem. buralar bana hep küfür edenler ile dolacak yalnız ben görebilirim...
32
@30 aynen.
ben de öyle yapıyorum da anlatmıştım, kiraz ile ilgili bir şeyler düşünüyorum.
bakalım artık.
#272829 ikinci nesil | 11/08/2014 01:47
33
abrahamlinkkoy ilk defa nick'ini okudum yabancı birşey sanıyodum okumaya uğraşmıyodum keşke öyle yapmasaymışım...
34
@31 hepimizin öyle saçma dönemleri oluyor yahu.
35
o değil ben çok utangaç sosyofobik bir adamdım o dönem. onun yanına her gittiğimde ilk başlarda yine böyle çekingen olurdum. bir şekilde bir şeyler yapıp beni açardı arkadaş hala anlamıyorum nasıl yaptığını. sonra özgüvenim yerine gelirdi. gözlerine rahat rahat bakabildiğim tek insandı herhalde o dönem. çok rahatlatıyordu beni. hala böyle filmlerde bakışma sahnesi görünce içim gidiyor.
36
@35 dinlenhesi çok şey var sende anlat bakalım daha =)
37
şu başlıktan en az 2-3 filmlik aşk hikayesi çıktı gibi alsında ha... güzel güzel ilerde biri görürde roman yazar belki...
38
@31 o durum kız arkadaşlarımda da var misal erkekten hoşlanmıyo ama erkek bundan hoşlanıyo ya biliyo her seferinde erkeğiş beğenmese bile benden başasına bakmamalı diyip bi özene bözene gitmeler... gururları okşanıyo erkekleri yalvarttırmak ulutturmak köpek gibi. gururunuzu ayaklar altına aldırmayın çok.
39
@36 biz gizli gizli görüşebiliyorduk ailesi karşıydı duruma. bir gün denizliye geldi bu kuzenine. ben de atlayıp otostopla gittim direkt. ama o dönem böbrek ağrılarım vardı çok kötüydü. gelme demesine rağmen gittim. bir otelde kaldım beş gün. görüşmediğimiz amanlar ağrıdan acıdan ölüyordum, görüşünce geçiyordu. o günlerden birinde bir parkta oturduk ikimiz. ne konuştuk hatırlamıyorum ama hayatımdaki en güzel konuşmaydı. içeriğini hatırlasam keşke. ama nasıl hissettiğimi hatırlıyorum o güzel. bir de kuzeninin arkadaşının evine gitmiştik aynı beş gün içerisinde. daha yeni buluşmuştuk hatta. biraz bir şeyler içtik, sonra ayrı odaya çekilip biraz koklaştık :D o anda saçlarının yüzüme düştüğü bir sahne var bir tek onu hatırlıyorum. herhalde hiç unutmayacağım resimlerden biri. şimdi çizim yeteneğim olsa oturup çizebilirim ki yıllar geçti üzerinden. aşk çok güzel bir şey lan.
40
tabi dönünce hastahaneye yatmıştım bir gece böbrekten :D
41
@36 sonra bu yalan söyleyemiyordu. hep bir süre sonra yaptığı şeyi itiraf ederdi şapşal gibi. gitti ailesine itiraf etti denizlide görüştüğümüzü. bir güzel dayak yedi. sonra ayrılmıştık o yüzden. ama yine barıştık gizli gizli dayanamadık.
42
@39 asıl olan duygulardır birisinin söylediği sözleri unutursunuz ama hissettirdiklerini unutmazsınız derler... çok özendim be aşık olmaya =( neden aşık olamıyom ki aşıklığı bırak senede 2-3 kişiden ancak hoşlanıyom onda da kaptırıyom kendimi depresyonlara felan giriyom =(
43
çevrimiçi bir oyuna başladım 2010 yılında. aynı sene yaz okulunda mezun olup, iş aramaya başladım. Ekim 2010' da balıkesir de işe başladım. ailemden hep ayrı yaşadığım için düşünmedim, gidip yerleştim. daha sonra bu oyundan bir kadınla tanıştım. tanıdıkça 'galiba bu defa oldu' dedim hep. bana istanbul a yerleşmemin iyi olacağını söyledi. artık gençlik mi, heyecan mı bilemiyorum bir hevesle; 2011 haziran da istanbul da bir iş bulup, aynı ay oraya yerleştim. tabi bu zamana kadar her hafta görüştük. ailelerimizi de davet edip, onları tanıştırdık. boğa burcuyum. sahiplenirim baya. bunu da çok sahiplendim, artık aileden biriydi. o yaz maddi ve manevi olarak zorluydu. birbirimize çokça destek olduk. 3-4 ay sonra istanbul a alışmaya başladım. her tatilimizde istanbul u keşfe çıkardık. ailesi biraz tutucuydu. 2011 ekim de nişan hazırlıklarına başlayacağımız zamanlarda ufak bir tartışma yaşadık. dilim sivridir işte, 'ha
tir ya niye öyle yaptın?' dedim heyecanla. o günden beri bu küfürü kullanmam. ablası bunu duyduğunda önce tamam sakin olun dedi. bir gün sonra ise beni arayıp, bu işin olmayacağını söyledi. ilk önce önemsemedim, bu tartışma yüzünden değildir herhalde dedim. suratım bir karış işe gittim, akşam çıkışta evlerinin oraya gidip çiçek uzattım. yüzüme bakmadı. lise yıllarında da sevgilimiz oldu, ama böyle değil tabi. koy götüne ya havalarındayız. bu defa gücüme gitti, birazcık ağlamaklı eve döndüm. o gece hiç uyumadım. sürekli aradım. 3 gün görüşmemiştik. tekrar bir çiçekle gittim. bu defa annesi, oğlum bu iş olmayacak dedi. artık o karından başlayıp vücuda yayılan acıyı hissetmiştim. eve gidip duşa girdim, hıncım geçene kadar ağladım. en son, 'ben buraya neden geldim ulan' dedim. o günden sonraki üç ay istanbul bir eziyet gibiydi benim için. sadece üç-dört tane arkadaşım vardı. onlara da anlatamazdım bunu. anlatamayınca atamıyorsun içinden tabi. devamında yaşanan olayları boşverin. ama aklınızı başınıza alın, bir kadına uyup radikal kararlar almayın. bunu gençken değil, yaşlıyken de yapmayın. acele davranmak böyle üzücü sonuçlar doğuruyor. şimdi mi? (bkz:
dipçik gibiyim)
*
#272866 çüküsilin | 11/08/2014 02:03
44
@42 aşık olmak birikim gerektiriyor. öyle bir ilişki yaşıyorsun ki sen onun kişiliğini o senin kişiliğini yavaş yavaş etkiliyor. beraber gelişmeye beraber büyümeye başlıyorsun. bir süre sonra kişiliğinin çok büyük bir parçası olduğu için o kadar bağlanıp aşık oluyorsun.
45
öyle zırt pırt aşık olunsa aşkın güzel yanı kalmaz ki, öyle olacağım, oluyorum hop oldum diye olunmaz ki o meret. ha olunsa güzel olurmuş orası da ayrı ama o zamanda aşkın tadı kalmazdı herhalde...
46
@44 ondan mı aşık olamıyom len kültürsüz cahil oldum çıktım zaten he aşk şeylerim de yoktur daha sapım yani 19 senenin birikmişliği
47
bi de tek taraflı aşk mevzusu o var... oda edebiyatın en önemli can damarı herhalde...
48
49
@47 oo alanım. depresyona boş yere girmiyoz hacu. kaldıramıyom ben ya. o şekilde 2 erkek tarafından pert edildim. 3. de bilmiyom artık denizden mi toplarsınız naparsınız...
50
@49 insanı en çok olgunlaştıran durum o bana kalırsa, acısı boldur ama hayat tecrübesinin de dibidir. hele birde uzaktan hoşlandığın bu hayatta en hoşlanmadığın tip ile hayatını birleştirmiş ise bünyede dayak yemiş etkisi yaratır...