1994 sonbaharı'nda
tilden katz'la birlikte pişirdiğimiz ve "
kahve kültürü nedir," sorusuna yanıtlar ve buna dair teorimize kanıtlar bulmaya çalıştığımız kahvedir bu.
hazırlanışı çok basit:
öncelikle belirtmeliyim ki, pişirmeye başlamadan evvel kahveyi
küçük hadron çarpıştırıcısı'mızda bir taşım hızlandırdık.
not: her evde
küçük hadron çarpıştırıcısı bulunmayabilir.
olly&tilden nanotech co, bu teknolojiyi geliştirdi. bizden satın alabilirsiniz. fiyatı, 400 bin euro.
küçük hadron çarpıştırıcısı'nda hızlandırdığımız
ve muazzam bir hızda çarpıştırarak elektronlarına ayırdığımız kahveyi
yine
olly&tilden nanotech co buluşu olan
elektron kaşığı (125 bin euro) vasıtasıyla toplayıp
nanocezve'nin (168 bin euro) içine yerleştirdik.
not: kahve telvelerinin çarpışması esnasında açığa çıkan
higgs bozonu'nu ayrı bir kaba alarak yumurta akıyla çırptık ve derin dondurucuda 20 dakika kadar beklettik. siz de unutmayın bu işlemi.
daha sonra
nanocezve'mizin üzerine yerleştirdiğimiz usb girişi vasıtasıyla,
merkez üssümüzün ana bilgisayarından,
dostoyevski ve
tolstoy'un tüm eserlerini,
o esnada
nanocezve'nin içinde 100 santigrat derecede ısıtılmakta olan kahve elektronlarına yükledik.
not: bu yöntem sayesinde
dostoyevski ve
tolstoy'un tüm verilerini elektronsal seviyede kurukahveye aktardık.
geriye sadece kahveyi,
tüm bu verileri kaybetmeden sulandırıp içilebilecek seviyeye taşımak kalmıştı.
işte yumurta akıyla çırpıp buzlukta 20 dakika boyunca damıttığımız
higgs bozonu da bu noktada işimize yaradı.
bu
tanrı parçacığı sayesinde kahveye yeni bir ara bilinç kazandıracak enerjiye hükmedebildik,
dostoyevski&tolstoy verileriyle donatılmış kahvenin içine bu bozonu,
ilaveten bir miktar su ve dilediğimiz ölçüde şekerle katıştırarak çırptık,
ve
kahve kültürü'müz tam olarak istediğimiz seviyeye geldi.
içtiğimiz kahve abartmıyorum,
öylesine kültürlüydü ki,
tilden katz ile
kahve arasında geçen tolstoy çözümlemesini asla unutamıyorum:
***
tilden katz:
- "tolstoy'un hayatının bütün safhaları gözümün önüne geliyor
kahve."
kahve:
- "çocukluğundan itibaren yaşadığı parlak hayatı ve geldiği mevkiler, yaşadığı acı tatlı hatıralar bir bir hayal dünyasını işgal ediyor, öyle değil mi?"
tilden katz:
- "değil."
kahve:
- "hımm..."
***
işte o gün teorimizi ispatlamış bulunduk ki,
kahve kültürü denilen şey, tam da bu demekti.
azı, eksiği değil.