1
kadın eşimden hayırlısıyla ayrılayım kurban kesip dağıtacağım diyor. ayrılıyor, kesiyor. keyfi yere kestin o hayvanı. suçu ne? yaşam hakkını elinden almanı meşrulaştıran sebebin ne?
#314808 pervasız | 05/10/2014 00:36
2
keyfi yere kestiği hayvanı. fakire aça sokaktaki insana pişirip dagıtıyorsa. iyi yapmıstır bence.
#314810 chucky | 05/10/2014 00:37
3
hayır ama amaç allah'a kurban keserek teşekkür etmek. dağıtılması amaç değil, sonuç oluyor.
#314811 pervasız | 05/10/2014 00:39
4
e peki marketlerde kasaplarda satılan etler ne olcak. onlar ne
a yarıyor. kaç milyon hayvan adım dahi atamadıgı yerlerde yasamaya calısıyor. ve sen bilmiyorum alıyor musun. ama sen marketten o zavallı acı cekerek yasamıs ve ölmüş hayvanın etini yiyon. bence öyle daha yazık.
#314812 chucky | 05/10/2014 00:41
5
bence iki türlü de garip bir eylem. birini yanlış kabul edip, başka bir yanlışı öne sürerek ikisini de doğru kılamayız. bu hatalı bir yöntem olur. hayvanlara yaşatılan eziyet daha az maliyet ile daha fazla kar elde edilmesi amaçlı kapitalizmin bir problemidir. et yenilmesine karşı değilim normalde. ama sırf bu yüzden et yemeyen insanları az da olsa anlayabiliyorum. ama çözüm et yememek değil de daha çok hayvanlara eziyet edilmesine neden olan koşulları değiştirmekmiş gibi geliyor bana. neyse. kurban bayramına da hayvan öldürülmesi açısından bakıp eleştiremiyorum o yüzden. amma ve lakin eleştirilecek yönleri var. birincisi elbet de cennete gitme amaçlı sevap kazanma amaçlı kurban kesmenin mantıksız gelmesi. bana mantıksız geliyor. mantıklı gelen varsa tartışabiliriz. fakirlere yardım bilmem ne o daha da mantıksız geliyor. fakirliği yoksulluğu açlığı kabul ediyoruz da, biz daha "şanslılar" olarak arada bir gönlümüzden bir şeyler koparıp vererek içimizi rahatlatıyoruz gibi geliyor. yani hem mantıksız, hem de zararlı geliyor. aksini iddia edenle yine tartışırım. işin sağlıksız koşullarda sokak aralarında bilmem nerelerde hele deneyimsiz işin uzmanı olmayan insanlar tarafından kalitesiz ekipmanlarla filan yapılması problemi de var. adam erkekim ben diye kapıyor et bıçağını dalıyor hayvana. bunu da gördüm kaç kere. son dönemlerde kesim yerlerine uyuluyor mesela benim çevremde, hiç sokakta sokak aralarında kesilen hayvan görmedim. en azından bu temizliğin sağlanması lazım. gibi gibi, bir çok eleştirecek nokta var. normalde yediğimiz et de hayvanların eziyet çekmesi sonucu masamıza geliyor olabilir evet. ama bu, yukarıda eleştirdiğim şeyleri haklı çıkarır mı? mantığınızı anlamaya uğraşıyorum belki de haksızımdır.
6
@5 düşüncelerimi okumuşsun sanki.
#314816 pervasız | 05/10/2014 00:53
7
şöyle bir şey var tabi. inanan ve inanmayan perspektifinde. inanan bunu bir şükran niyetiyle görüyor. daha çok allah'a yaklaşmak. aslında kurban semavi dinlerden önce var olan bir şey. bazı cesur islam düşünürleri de bunu çatır çatır söylüyor. hatta ateistlerin de bunu bir materyal olarak kullandığını biliyoruz. ateistler ise buna eziyet mantık dışı veya gereksiz olarak görüyor. şimdi ateistler bunu böyle görürken inanlar da böyle düşündüğünü bilen ateistleri bunların itikatları yok yazanı reddediyorlar diyorlar. yani ne kadar konuşulursa konuşulsun iki tarafta bu karşılıklı atışmadan ötesine gidemiyor. kestiğiniz kurbanın ne eti ne kanı allah'a ulaşır diyor hocalar. her şey takvadadır derler. inanç sistemlerinde semboller veya temsiller üzerinden bir amaca ulaşmak var. bu 3 semavi dinde de var.
#314825 siyah kırmızı | 05/10/2014 00:58
8
sivrisinek kulağımın dibinde vızıldadı. dur bir öldüreyim. bu kelimeleri de kendinizden bir yerlerden tanıyorsunuzdur.
insanların iki yüzlü olması bu hayvan hakları konusunda da geçerli ki hayvan hakları. yani bizim kendi kafamıza gore oluşturduğumuz ve onlara dayattığımız haklar. Neyse. öncelikle oturduğunuz binaları imha edin. canlıların doğal yasam alanlarını geri verin. kendi isteginize gore değiştirdiğiniz doga anayı akısına bırakın. sonra hayvan öldürmenin nasıl bir ayıp oldugunu tartışalım. kapitalist bir düzenin keyfini sürerken kapitalizmi eleştirmek de gercekten hayret verici.
simdi ay ben kapitalist degilim ki diyenler de olur. zıt kutbu olarak komünizmi de ele alalım.
Kapitalizmde birileri hayvanları sağar satar. komünist rejim de ise bunu devlet yapar. yapan yine insan. fark yok.
ha eger olay kurban bayramının ve hayvan kurban etmenin verdigi dayanılmaz rahatsızlık ise bu konuda mayalara katılıyorum. insanları kurban etmek daha mantıklı. onu bunu kendi keyfine gore değiştiren, sonra da bu keyfinin icinde yine değiştirdiği cevreye güya haklar tanıyan bir canlı türünün kullanılması daha uygun.
Edit: bir gaz ile komunizme devleti de sokmuşum, affola.
--
spoiler için tıkla --
#314846 ikinci nesil | 05/10/2014 01:15
9
@8 kapitalizmde üretim kar amaçlıdır. bu da daha az maliyet ile daha çok üretim gerektirir rekabet ortamında. amaç insan faydası değil kar olduğundan, saf kar olduğundan, üretim fazlası amaçlandığından. komünizmde böyle bir durum yoktur. bunda anlaşılmayacak bir şey göremiyorum?
10
komünizmde devlet yoktur ayrıca.
11
@10 editi gör, editi gör.
#314850 ikinci nesil | 05/10/2014 01:19
12
affettim haydi :D
13
sevap points bahane, eğer olay usulünce yapılırsa o hayvan sayesinde doyacak fakir fukaranın mutluluğu şahane. siz şimdi günümüzde etin en janjanlı yerlerini kendisine alıp koç yumrutasını fakire veren insanları görünce olayı sorguluyorsunuz haklı olarak. ama kurbanda amaç gücü olan insanlar sayesinde o ete sene boyunca erişemeyecek insanlarında ayda yılda bir kere de olsa et yiyebilmeleridir.
14
@13 benim kullandığım telefondan girdi duzenlenmiyor. gittim diger telefonu aldim da duzenledim girdiyi. neyse. gelgelelim tartismaya. saf kar dedin, haklisin. fakat kar ortamından uzakta düşün. sen bir inegi sagıyor musun? Evet. kar amaci gutmeden de sağıyorsun. sonuç olarak yine o hayvanı sömürüyorsun.
#314858 ikinci nesil | 05/10/2014 01:24
15
@15 sömürü kavramını tartışmak gerekiyor burada. canlılar hayatta kalabilmek adına ihtiyaçları doğrultusunda doğadan ve diğer canlılardan faydalanırlar. bu doğanın bir kuralı, bizim henüz bozabildiğimiz aksini iddia edebileceğimiz ya da değiştirebileceğimiz bir şey değil. yemek içmek zorundayız. yaşamak öncelik değil mi? ihtiyaca göre üretim yapmak ile kar adına üretim fazlası adına üretim yapmak arasında burada fark ortaya çıkıyor işte. sömürüden kasıt o canlıların berbat koşullarda yaşatılması, işkenceye maruz bırakılmaları, ne bileyim kaslanmasın diye dönemeyeceği yerlerde beslenmeleri, tavukların gagaları kesiliyor bilmem ne diyenler bile var. bunlardan bahsediyoruz. ne bileyim doğanın sömürüsü yalnız canlılar üzerinde de olmaz. bitkilerden zaten bahsetmedik onu biliyoruz, doğal kaynakların, doğal düzenin, doğanın yapısının bozulması, yaşanılamaz hale getirilmesi gibi bir durum var. ihtiyaca göre yapılan üretimde bu da ortadan kalkar, çünkü yaşanılabilir bir ortam da insan ihtiyacıdır. ama kar getirmez. bu durumda sömürü diye kast ettiğimiz şey ortadan kalkıyor.
16
@16 dogal duzenin bozulmasindan bahis etmiştim. insanın yaşam alanı ihtiyacı oldugu icin toprakları işgal etmesi, dev şehirler kurması, bu kentlerde de kendi kafasına göre bir habitat oluşturması mantıklı gelmiyor. piramidin en tepsinde olduğu için de geometrik bir sekilde çoğalıyor. bu da yeni ihtiyaçlar doğuruyor. sonuç olarak bitmeyecek bir hayvan sömürüsü ortaya çıkıyor. neyse. sehirlerimizde bir salgın başladığı zaman nasıl da ortalığı ateşe veriyoruz. halbuki o mikroorganizmalar da kendi ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. av olmak ne kadar da kotu degil mi? iste iki yuzluluk de burada ortaya çıkıyor.
#314905 ikinci nesil | 05/10/2014 01:42