kadıköyde solcuların eylem yapması

  1. 76
    @85 hayır işte öyle değil :D -izm eki eklediğin şey bir düşünce bütünüdür. komünizmde de farklı görüşler mevcuttur, bir sürü hem de. yan çizebilirsin yani. bir şeyin -izm eki alması için hiyerarşi içermesi gerekmez, alakası yoktur. -izm dediğimiz şey düşünce sistemidir, mantık sistemidir, bir mantık bütünlüğü içermesi yeterlidir. bunda tartışılacak bir şey yok aslında. kalıpları olmaması imkansız, tekrarlıyorum. en kötü ihtimalle bireyde bulunan kalıplar sınırlar anarşizmi o zaman. ama anarşizm diyebilmek için yine ufacık da olsa bir ortak nokta gerekir. "ortak nokta bulunmayan görüş" demek bile bir ortak nokta olarak belirlenebilir. bir yanılsamadır fakat, belirlenmiş olmasının önemi yok.
    #320988 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:11
     
  2. 77
    şunu da eklemek isterim ki bütün bu görüşler insanın toplumsallığını reddetmektedir ve örgütlenmeye karşı çıkmaktadır. bunları apayrı tartışmak lazım. gerçekten çok hatalı buluyorum çünkü.
    #320989 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:12
     
  3. 78
    @89 seyretmiştim ve eleştirmiştim ama unutmuşum. dur tekrar izleyip tekrar eleştireyim güzel abimizi :)
    #320991 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:14
     
  4. 79
    @87 düşünce sistemleri kendi içerisinde belirli bir hiyerarşi doğurur. onları ortaya atanlar ve onları kabullenenler örneğin. neyse konumuz bu değil. eğer tek bir kalıp istiyorsan sonsuz bir döngüyü ele al. evet kalıbı bu. şu anda anarşiyi yaşıyoruz. sen x dersin, ben y isterim. sana göre anarşist olurum. çünkü bireysel isteğim seninkinden farklıdır. bana göre de sen anarşist olursun. işte diğer -izmlerden farkı burada. kimse anarşist değil, fakat herkes birbirine karşı anarşist.
    #320996 ikinci nesil | 11/10/2014 23:19
     
  5. 80
    @91 bahsettiğin kızgınlıklar sürekli geliyor. ama nasıl geliyor? bireysel kızgınlık olarak. dayımın bir sözüdür tam hatırlamıyorum ama aşağı yukarı şöyleydi: cinnet anlık bir olaydır. cinnet geçiren insan çıkıp meydanlarda geçirmez cinneti. en yakınındakine zarar verir. en yakınındakiler de ailesinin üyeleridir. yani ne demek istiyor? cinnetler zaten mevcut. o anasını kızını çocuğunu kesenler, yolda yan baktın diye adam doğrayanlar, işte bunlar o bahsettiğin kızgınlığı yaşıyorlar. ama ne istediğini bilmeyen, problemin ne olduğunu göremeyen, nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmeyen insanın sinir anında mantıklı hareket edebilmesi imkansızdır. yani sadece bir kızgınlık anını bekleyemeyiz. insanlar örgütlenmeli, öğrenmeli, araştırmalı, düşünmeli, plan yapmalı, neye karşı olduğunu bilmeli, nasıl hareket edeceğini bilmeli ki "benim esas problemim sömürümdür, meydanlara çıkmalı, beni ezenleri devirmeliyim" diyebilsin.
    #320998 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:21
     
  6. 81
    @92 ne olduğu belirsiz bir şeyden bahsediyoruz. üzerine tartışılacak bir noktasını yakalayamıyorum. neyi savunduğu belli değil ki anarşizmin? neden -izmlere karşıyız? ayrıca hiyerarşi dediğin bir üstünlük aşağılık zinciridir. ortaya atanlar ve kabul edenler arasında hiyerarşi bulunmaz.
    #321000 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:23
     
  7. 82
    @94 düşünceyi ortaya atanlar ve ortaya atanların peşinden gidenler, bir hiyerarşidir. sen o düşünüre itaat etmiş olursun bir yerde. konuya gelelim. illa -izm lazımsa şöyle açıklayayım. anarşi, insanların kendi istedikleri gibi yaşaması. kısıtlayıcı yapıların ortadan kaldırılması. en basit açıklaması bu.
    #321004 ikinci nesil | 11/10/2014 23:33
     
  8. 83
    @95 bu anlamıyla her düşüncede hiyerarşi vardır. çünkü insan kendi düşüncesini yoktan var edemez. en ufak kelimelerimize ve harflerimize kadar düşünmeyi ve konuşmayı insanlardan öğreniriz. bütün düşünce sistemlerimizin ve fikirlerimizin binlerce yıl geriye dayanan temelleri vardır. insan düşüncesi birikimsel bir şekilde ilerler. kimsenin kafasında yoktan var olmaz. bu açıdan bakınca hiçbir fikir hiyerarşiden bağımsız olamıyor. insanların istedikleri gibi yaşaması: nasıl olacak bu? böyle bir şey mümkünse zaten hiç problem kalmaz ki dünya üzerinde. kısıtlayıcı yapıların ortadan kaldırılması: bu nasıl olacak? bahsedilen şey burjuva sınıfının yok edilmesidir. nasıl başarılacak bu?
    #321008 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:35
     
  9. 84
    @96 çekici gelmesini istemiyorum, mantıklı gelmesini istiyorum. hiçbir şey vaad etmiyorsa zaten umurumda olmaz ki? 2014 yılında devrim yapamazsın diyorsun. sonra değişim insanlar isterse olabilir diyorsun. demek ki 2014 yılında insanlar değişim isteyemez demiş oluyorsun. garip. yani diyorsun ki ikna etmeye çalışarak olmaz, sen öyle bekleyeceksin, zamanı gelince olacak. bu sırada bütün katliamlara açlığa sefilliğe karşı oturup bekleyeceksin. insanlar birden bire isteyecekler ve olacak. bunlar bana üşengeçlik gibi geliyor hep.
    #321010 anoktainoktagnokta | 11/10/2014 23:38
     
  10. 85
    @97 burjuva sınıfının yönettiği bir dünyaya doğduğun için böyle hissediyorsun. yıkılmaz. yıkılmaz haklısın. ama niye? yukarıda bir arkadaş kimsenin işe gitmediğini düşün demişti. peki buna kim cesaret edebilir? sistemin ayakta durur yönü yok. bu mantıksız sistemin çarklarını dönderenler ise bizleriz. çok büyük olarak tasvir ettiğimiz için zeplinler gibi devasa, yenilmez armada gibi güçlü görünüyorlar. hadi pazartesi işe gitme. cesaret? maalesef. yok. neyse. anarşinin hiyerarşiden bağımsız olması ise şurada. sen doğduğunda eğer belirli bir grup içerisinde büyümeseydin, kafana eseni yapıp, affedersin kemal sunal'ın filmindeki hanzo gibi yaşayacaktın. işte anarşi budur. senin özün. yani kimsenin düşüncesine ihtiyacın yok. zaten o içinde. yoklama alınırken, bütün sınıf burada derken senin ses çıkarmaman bile bir anarşidir ki bunu birilerinden öğrenmene gerek yoktur.
    #321016 ikinci nesil | 11/10/2014 23:43
     
  11. 86
    ebabildir ebabil. o değil de ne tantana olmuş be :(
    #321027 der tiger von kreuzberg | 12/10/2014 00:02
     
  12. 87
    @99 "sen doğduğunda eğer belirli bir grup içerisinde büyümeseydin, kafana eseni yapıp, affedersin kemal sunal'ın filmindeki hanzo gibi yaşayacaktın." şimdi burada öncelikle toplumsallık yok sayılıyor. tamamen bireyin keyfine göre yaşamasından bahsediliyor. oysa insanın üretimi emeği düşüncesi yaşamı toplumsaldır. bunu yok sayamayız. haydi kaptalizm yıkıldıktan sonrasını geçiyorum. örgütlülük olmadan, belirli bir görüş olmadan. belirli bir plan olmadan, kapitalizm nasıl yıkılacak? öncelikle cevap beklediğim soru bu. yoklama alınırken neden ses çıkarmıyorsun? yoklamaya karşı olduğun için ise, ses çıkarmamak işe yaramayacaktır.
    #321094 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 02:41
     
  13. 88
    @100 durum daha da trajik hale gelecek diyorsun ama durum zaten o kadar trajik ki binlerce yıldır. eksik olan şey daha fazla acı ve daha fazla baskı değil emin ol. eksik olan şey bilinçli örgütlülük. insanlığın ilerleyişi bu yönden olacaktır. niçenin dediği gibi acılarla güçlenmez insan. böyle bir şey olamaz. mücadele ile güçlenilir ancak. toplum buna hazır değil. hazır olması için çabalamak gerek işte. bu bir süreç. belki de yüzlerce yıl alır. ama mücadele eden insanların birikimi üzerinde yükselebilir ancak. insanlığın yaşayışını kökten değiştiren her türlü devrimde bu böyle olmuştur.
    #321096 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 02:45
     
  14. 89
    @1 aslında o ..... sanırım biraz geç kaldım:D
    #321112 drjivago | 12/10/2014 03:15
     
  15. 90
    sabırla hepsini okudum, solcuların yaptığı eylemden anarşinin izm mi olması gerektiğine nasıl geçildi onu anlayamadım..
     
  16. 91
    @ ee nasıl okumuşsun :)
    #321123 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 03:25
     
  17. 92
    @107 anarşizm mevzusu 73-74 civarında başlıyordu. baktım baktım geçişi anlamayınca çay koyayım bari deyip ayrıldım ben.
    #321124 drjivago | 12/10/2014 03:27
     
  18. 93
    yav işte arkadaş çözüm olarak anarşizmden bahsetti. sonra anarşizmin bir izim olmayışı filan dendi yani sınırsız özgürlük ya hiç kısıtlama filan yok düşünce olarak da kalıba sokulamaz anlamında. ben de dedim ki o öyle deyildir. öyle işte :(
    #321125 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 03:28
     
  19. 94
    anladım çok seviyeli bir tartışma olmuş. klasik bir geyik anarşinin düşünce olmayacağına yönelik bir düşünce diyeyim ve susayım. zaten geç oldu saat.
     
  20. 95
    evet biri çözüm anarşizmde demiş. sonra anarşizm görüş değildir vs...örgütlenme muhabbetleri geçmiş. anarşi nin tüm tahakkümlere karşı çıkması gözden kaçırılmış.örgüt te bir toplum sayılır neticede.anarko-komünizm hiç işlenmemiş. anarko - ilkelciliğe ucundan değinilmiş.anarşizmin irdelenmesi konusunda sağlıklı geçmemiş bence. ama genel olarak başarılı buldum.
    #321132 drjivago | 12/10/2014 03:37
     
  21. 96
    ben neredeyse hiç anarşizm bilmiyorum. pek sayın arkadaşlar ne kadar biliyor onu da bilmiyorum :D ben anarşizmden daha çok arkadaşların fikirlerini tartışmak istediğimden oraya takılmadım ama pek.
    #321134 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 03:41
     
  22. 97
    ya ulan hala devam ediyorlar sfgkslfkdşfhkdşflksdlfksaas kaaaaaannnkkkiiiiiiii o komolar ışid'le savaş çıktığında sivilerinde arkeoloji lisans + sanat tarihi mastır olduğu için sizin üsteğmeniniz, yüzbaşınız olacak kaaaannnkkkiiii uyan artık kaaaaannnnkkkiiiiii
    #321153 ubeydullah chygrizinski | 12/10/2014 12:03
     
  23. 98
    yazıcam da klavyem yok şu anda. az bekle :d
    #321168 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 13:17
     
  24. 99
    en basitinden anarşiyi tartışırken araya anarko-komunizm, kollektivist-anarşi karıştırmak konuyu daha da açacaktı. zaten daldan dala zıpladık resmen. o sebepten bunlar irdelenmek isteniyorsa bir başlık açılır, her yönü ile anarşi konuşulur.
    #321169 ikinci nesil | 12/10/2014 13:24
     
  25. 100
    @114 öncelikle bilimsel sosyalizmin tezlerinden çok uzak gibisin. çünkü savunduğun görüşü savunup da sosyalizm kadar geçmişe ve birikime sahip bilimsel bir görüşe romantik hayalcilik diyebilmek, ancak o görüşün derinliğini ve temellerini bilmemekten geçer diye düşünüyorum. güzel bir yazı olmuş ama eleştirilecek çok nokta var, bakalım neler çıkacak. olaya gerçekten çok çok basit bakıyorsun. bütün toplumsal yaşamın bizi mutlu etmek için var olduğuna inanıyorsun örneğin. ilk paragraf komple toplumsallığı yadsıyor. oysa önce bir insanın ne olduğunu tartışmak lazım, konu artık buraya geldi. kopi peyst yapmıyorum zaten yazmıştım çoğunu: exkutupsozluk.com/...link exkutupsozluk.com/...link exkutupsozluk.com/...link evet bunlar daha iyi anlaşmamızı sağlar herhalde. bir on dakikanı ayırıp okursan mutlu olurum. görüldüğü üzere öncelikle insan insan olmayı seçmiş değil. bu doğanın bir gelişimidir. zorunluluktur. insan emeğiyle hayatta kalabilir, başka seçeneği yoktur. canlılar hayatta kalabilmek için doğa ile mücadelelerinden, doğaya uyum sağlayarak çıkarlar. insan ise bunu yapmadığından, doğayı kendi ihtiyacına göre değiştirmeyi başardığından, doğayı bu anlamda karşısına almaktadır. fakat insan nedir ki, doğayı karşısına alsın? tek başına bir insan, ne kürkü var, ne pençesi, ne dişleri var ne kanatları, doğaya karşı nasıl durabilir? toplumsallığı doğuran ilk neden budur. seçim değil, mecburiyettir. ikinci neden de, emeğin ve düşüncenin birikimsel şekilde artması ve genler ile aktarılamamasıdır. yani eğer toplumsallığımız ve dilimiz olmasaydı, insan asla insanlaşamazdı. aktaramazdı çünkü yaşama yöntemini. bu da bir seçim değil zorunluluktur. burada bahsettiğin anarşizmin en büyük yanılgısı çöküyor: insanlar bireylerden meydana gelir ve toplumsallığın hiçbir değeri yoktur. ikinci yanılgısı da çöküyor: insan insanlığından kurtulabilir, canlı doğaya geri dönebilir. bu da imkansız. o paylaştığın sanatçı dayı sanatı nereden öğrendi? kullandığı aletleri nereden buldu? alet yapmayı biliyor muydu, biliyorsa nereden öğrendi? yemek yapmayı ateşi kullanmayı pişirmeyi, kendine barınak yapabilmeyi konuşmayı giysi dikmeyi nereden öğrendi? hastalandığında hiç mi şehre inip ilaç almıyor? gibi sorular var karşımızda. doğada anarşi olduğunu söylemişsin fakat anarşinin ne olduğunu tanımlamamışsın hala. sadece seni kısıtlayan bir şeye karşı durmak ve sonsuz özgürlük aramak gibi görünüyor. doğada böyle bir şey yoktur. canlılar öncelikle uyum sağladıkları cansız doğanın yapısına bağlıdırlar. sonra diğer canlılar ile döngü içerisinde bulundukları yere göre yine çeşitli şekillerde davranmak zorundadırlar. ve canlılar bilinçli bir şekilde herhangi bir şeye karşı çıkmazlar. çok garip bir şey söylüyorsun yani anlayamıyorum. insan düşüncesi ve emeği ile doğaya zarar vermez. bir bebek ilk iş çevreye zarar vermez. insan normalde, doğadan ihtiyacı kadarını almaktadır. ihtiyaç için değil saf kar için yapılan üretim doğaya zarar vermektedir. zaten depremlerin bilmem nelerin insan ile alakası yoktur. geri kalanı da çok yakında, bir iki yüzyıl içerisinde ortaya çıkmıştır. sebebi kapitalist düzenin saf kar arayışıdır .öncesinde, orta çağda mesela, doğa sömürüsü bulunmamaktaydı. ha ama diyorsan ki ben doğadan ihtiyaç kadarının alınmasına bile karşıyım, o zaman hayatta kalmayın demiş olursun ve bu tartışılabilir bir şey olmaktan çıkar. gelelim en sevdiğim paragrafa. "anarşi, komünizm sosyalizm gibi romantik bir macera değildir". bunu sona bırakacağım. doğanın bilinçli bir şekilde insanlığa karşı çıkıp alaşağı ettiğini hayal ettiğin o harika fantastik dünyanı eleştireceğim. doğa bilinçli bir yapı değildir. doğa kendine zarar verildiğinin farkında değildir. doğa herhangi bir şeyin altında kalamaz, üstüne çıkamaz. iki cümle önce romantizmden bahsedip iki cümle sonra disney çizgi filminden çıkma hayaller kurmak güzel bence. ama burada düşülen bir hata daha var: çözümü doğadan beklemek. sen otur, hiçbir şey yapamayız, zaten olmaz hayal, eninde sonunda doğa gelip bunları alaşağı eder. neden dünyanın mahvolmasını bekliyoruz kurtulmak için? bu bir kurtuluş olur muydu gerçekten? yoksa doğa sadece kapitalistlere vurup bizi sağ ve yeşillik içinde mi bırakacak? " herkesin kendinden sorumlu olduğu, kendi davranışları ile başkalarının temel haklarını kısıtlamadan her hangi bir oluşuma gerek duymadan yaşayabilecekleri zaman mutlaka gelecektir." işte tam bu noktada toplumsallığı yok sayıyoruz. dediğine göre ya insanlar tek başına yaşamaya başlayacak, ya da öyle bir toplum olacak ki sonsuz özgür herkes, ama aralarında hiç problem çıkmıyor, zerre sıkıntı yok. garip yani. romantik belki de hatta. "hayatında ne yapacağına, ne olacağına karar verecek en yetkin kişinin kendin olduğun fikridir anarşi." burada yine insanın nasıl insan olduğu öğrendiği ve kişiliğini oluşturduğu sorusunu boş bırakıyoruz. fikirlerimiz kafamızda yoktan var oluyormuş gibi zannediyoruz herhalde. oysa insan yaşadıklarından öğrenir ancak. hem doğadan, hem de insandan öğrenir. insandan insan olmayı üretmeyi yürümeyi konuşmayı düşünmeyi öğrenir. hiçbir fikri yoktan var olmaz. nasıl bir ortamda yetişir nasıl bir çevrede kimlerden öğrenir nasıl yaşarsa kişiliği öyle oluşur. yani zaten en başta bu kişimiz yetkin denebilecek çağa erişene kadar diğer insanlardan bir sürü şey öğrenmiştir. bu noktadan sonra da toplumun içerisinde yaşar ve çeşitli kurallara bağlı olmak zorundadır. "en yetkin benim" diyerek gidip başka bir insanı öldüremez durduk yere. soba kestane olayını anlamadım. "insan masum bir canlı değildir" bu nasıl bilim dışı bir cümledir böyle? hayvanlar çok sevimli teletabiler, insanlar doğuştan günahkar ruhlarında kötülük tohumu bulunan gargameller. nasıl ne olunca masum olunuyor? bebekte bile kötülük aramışsın arkadaş. insanlığın problemlerini doğuştan gelen kötülüklerine bağlarsan orada hep beraber tanrıya doğru düşmeye başlarız. "komünistler polise taş atarak devrimin gelmesini beklerler" yazmışsın. yahu kaç yüz yıllık işçi sınıfı mücadelesinden bahsediyoruz. bu işin okumakla bitmeyecek kuramları var. yine öğrenmekle bitmeyecek tarihi var. kurulmuş bir sürü devlet var. bu kadar basite indirgenebilir mi? karşı durduğun şeyi bile birazcık ucundan öğreneceksin arkadaş, olmaz ki böyle. fahişeleri cezalandıran uyuşturucu içeni cezalandıran kimlerdir bilmiyorum. cezalandırmakla çözülmeyeceğini ben de düşünüyorum bir komünist olarak. küfür etmeyi de hiç yakıştıramadım, romantik demeni ise gerçekten komik buluyorum. sana görüşünü özetleyeyim: baskı altındayız, doğduğumuzdan beri biriler özgürlüğümüzü kısıtlıyor bizi sömürüyor, öyleyse haydi karşı çıkıp sonsuz özgürlüğümüzü arayalım. nasıl karşı çıkılacak? öyle işte. yoklamada sessiz kal. hapis varsa kaç. falan. sonra ne olacak? sonsuz özgürlük. toplum da yok. hatta hayvanlığımıza geri dönelim bak çok özgürler. e örgütlülük, araştırma, bilimsel kuram? yok. kafana göre. özgürsün abicim. canın ne isterse o. zamanı gelince olur. olmadı doğa halleder. gibi, gibi. romantik diye gördüğün şeyin kütüphane boyutunda kuramı vardır. tarih en başından beri ele alınarak incelenmiş, sosyolojiden tut fiziğe felsefeye bir çok dalda çalışmalar yürütülmüş, fikirler ortaya atılmış, dünya ve insanlık önce en temelinden günümüzdeki karma karışık haline kadar irdelenmiş ve üzerine yeni fikirler ortaya atılmış. yani bu çok uzun ve zorlu bir süreç. neden lazım bu? çünkü karşına aldığın sınıf insanlık tarihinin en bilinçli sınıfıdır. bizzat burjuvazinin kendisi kendi devrimini yaparak başa gelmiş, kendi kültürel devrimini, kendi bilimsel devrimini, kendi siyasal devrimini gerçekleştirmiştir. yani devrim konusunda yüzyılların deneyimine sahiptir. akıl almaz derecede cahiliz biz ikimiz mesela. ben bilmediğim şeyleri görünce düşününce ağzım açık kalıyor. adamlar biliyorlar. sende on bilim adamı varsa, onlarda yüz tane var. ayrıca bütün isyanlardan toplumsal hareketlerden ders çıkararak kendilerini geliştiriyorlar. yani kısaca çok basit düşünüyorsun. keşke o kadar kolay olsaydı işler. yoklamada ses çıkarmayarak, hapisten kaçarak problemler çözülseydi. yapmamız gereken şey gerçekten ölene kadar okumak, araştırmak, yazmak, konuşmak, hareket planlamak, örgütlenmek, geleceği ve günümüzü bütün bu bilimsel araştırmaların ışığında planlamak. bunun yanı sıra yine ölene kadar elimizden ne geliyorsa yapmak. bu tek bir insanın yaşamına sığmayacak bir hareket. ama buna romantik deyip, "sonsuz özgürlük isteyen birey" kadar temelsiz, ilk akla gelen şeyi savunmak da komik.
    #321191 anoktainoktagnokta | 12/10/2014 14:12
     
iv> iv> iv> >