bu planımı bilen bilir. ta yazın başından beri kurguluyorum. istediğin insanı öpebilme hakkının yasalarla güvence altına alınması için yıllardır çalışıyorum zaten. en doğal haklarımızdan biri sonuçta.
neyse kampüste gözüme kestirdiğim kızların yanağına öpücüğü kondurup topuklayarak bu konuda bir bilinç yaratmayı düşünüyordum. bugün ilk denemeleri gerçekleştirdim!
deneme 1: kolay avlarla başlamak istediğimden elinde telefon zombi gibi yürüyen bir kız buldum. bunlar biliyorsunuz sonar görüş özelliğine sahiptir. arada bir "höfff", "ayhhh" gibi sesler çıkarıp yansıyan dalgalardan yollarını bulurlar. "üniversiteli sarısı" saçlarıyla -kesin lens- renkli simasıyla yürüyordu kardeşimiz. pek zor olmadı açıkçası şak diye yapıştırdım öpücüğü. kız bir saniye kadar durumu anlayamadı. "send" tuşuna bastıktan sonra irkilip telefonu elinden düşürdü. ben de haliyle topuklamak için kendimi hazırladım. ama kız kovalamadı. telefonunu toparlamaya uğraşıyordu. "yhaa daha taksidini ödememişti babaaam" gibi bir şeyler söyleniyordu bir yandan. neyse yürüyerek uzaklaştım.
bu başarısız bir deneme sayılır çünkü amaç belli yani sevgi yaymak. topuklanıp dikkat çekerek bilinç uyandırmak. olmadı yani.
deneme 2: dar bir yoldan yürüyorum bu metronun oradan edebiyatın önündeki ege cafe midir o taraflara girerken. karşıdan da bir hanım kız yürüyor. kafamda planı kurdum: o yaklaşacak, kendi düşecek yani tuzağa, tam yanımdan geçerken koyacağım öpücüğü. zaten ters yöne baktığından o kovalayana kadar arayı açarım. bu yaklaştıkça sanki bir yerlerde bir meyve festivali veriliyor gibi bir his doğdu içimde. meyve festivali ama garip böyle limonlu sirkeye elmas batırmış gibi bir koku. çok acayip bir festival. kız tam yanımdan geçerken yüzüm o derece buruştu ki kızın geçip gittiğini fark edemedim. hmm. bu kız evrimsel süreçte benim gibi avcılara karşı güçlü bir silah geliştirmiş: 1ytl'lik çakma parfüm.
tabi bu da olmadı.
deneme 3: neyse biraz ileride solcu standı var. çok hoşlandığım gözüme kestirdiğim bir kız var ama tanışamadım daha, bu da orada. "hah" dedim "bu sefer oldu bu iş". bir taşla iki kuş. biliyorsunuz bunlar sevgi insanı oluyor. pek ön yargıları filan yok bu konularda. önce refleksif olarak kovalar, sonra gülüşmeye başlarız, olay cilveleşen aşıkların yakalambaç oyununa dönüşür gibi bir plan var kafamda. tam gidiyordum ki "la bah bakayım buraya" diye bir ses geldi arkamdan. abartmıyorum yüz yüz elli tane çevik, bir de takım elbise giymiş mafyöz tipler bazılarının elinde bıçak filan var peşimden koşmaya başladı. edebiyata kadar zor attım kendimi. bir iki taş filan attım da öyle kaçmayı başardım yakalıyorlardı yoksa.
neyse bir yoldaş videosunu çekmiş de koymuş:
www.dailymotion.com/...
sonradan öğrendim neden kovalandığımı: meğer ilk öptüğüm kız rektörün kızıymış. biri de dedi ki onlar sana değildi olay çıktı seni de eylemci sanmışlar dedi. ama bence ilki daha doğru.
neyse denemeye devam edeceğim. böyle başarısızlıklar beni yıldıramaz.