126
şunu da ekleyeyim bakalım işimize yarayacak mı: insan düşüncesi sürekli akar, kesintisiz bir şekilde ve zincirleme-birbirine bağlı şekilde yapar bunu. bir düşünce zincirinin ortaya çıkması için ya duyular tarafından tetiklenmesi, ya da akan bir zincirin ucuna eklenmesi gerekir. yani mesela insan durduk yere hiç yoktan "fötr şapka" üzerine düşünemez. "fötr şapka" tamlamasının zihinde ortaya çıkabilmesi için bir kaç ihtimal vardır: 1- bunu tetikleyecek bir olay yaşanmalı. 2- bir düşünce zincirinde bağıntılı olarak zihinde oluşmalı. 3- rastgele düşünmeye zorlarsak beyni: bu yazdıklarımı okurken olduğu gibi, beyin otomatik olarak mesela "f" harfi ile başlayan kelimeleri sıralamaya başlar ve yelpazeden rastgele bir tanesini tutup alırız. 4- rastgele görseller de hayal edebiliriz ve bu görseller arasında şapka denk gelebilir. gibi. yani düşüncede yoktan var olamaz, durduk yere hafızanızdan bilgi birikiminizden fötr şapkayı çekip alamazsınız.
127
şüpheciliktir insanın kaynağa ulaşma çabası, yani hatta şüpheci insanlar tek kaynakla genelde tatmin olmazlar, birinden duyduğu bir şeye inanmayı bırak hemen hemen hiçbir şeye inanmaz bu insanlar, bunun sebebini psikolojik bi temele oturtamayacağım şuan ama üzerinde düşünürsem muhtemelen beslendiği olayı bulurum.
#358491 silahşör | 08/12/2014 18:57
128
@128 söylediğinden şu çıkıyor: bazı insanlar doğuştan korkusuzdur, bazı insanlar ise doğuştan korkak karaktere sahiptir.
129
yaptığım eklentiyi okuyun onu bir yere bağlayacağım sonra :D 129 yani.
130
akp parti'ye kaydını ne zaman alacağız akhi ?
131
@132 okudum. Evet ben de onu çıkarıyorum. Şimdi senin ekine gelecek olursak.. Ben bu dediğinden şöyle bir şey çıkardım: Hafızada var olan bilgilerin çokluğu düşünme eyleminin sık olmasını sağlıyor. Mesela beyinde şapkayla ilgili 2 görsel yerine 100 görsel varda bilgiyi bulmak (yanlış veya doğru olması önemli değil, yani fötr şapka yerine kovboy şapkası bulmak) daha kolay oluyor. Alternatifler ne kadar fazla olursa onlardan bir şey seçmek -bilgiyi aramak- daha akıcı oluyor.
132
insanlar doğuştan korkak olmazlar, bir bebek kadar korkusuz kimse yoktur dünyada. korku denilen şey genlerle aktarılabilse bile sonradan ortaya çıkmak üzeredir ve kolaylıkla üstesinden gelinebilir. ama öcünün ne olduğunu bilmeyen bi çocuk öcüyü görse bile ondan korkmayabilir. bilgiye ulaşma çabası göstermemek korkudan değil, üşengeçliktendir. hazıra alışmaktandır. nasılsa filmi çekilir fimini izleriz zihniyeti de bunun yansımasıdır.
#358496 silahşör | 08/12/2014 19:07
133
Yalnız bu konuşmaları loş bir ortamda kare bir masanın etrafında çaylarımızı yudumlarken yapsaydık ne hoş olurdu değil mi? :D
134
@136 bir gün yapabilirsek mutluluk duyarım :)
#358499 silahşör | 08/12/2014 19:13
135
@135 dediğin doğru olabilir ama bilgiyi elde etmekten korkan insanın bebeklik ve çocukluk dönemlerine de bakmak lazım. Çocukluğunda hazıra alışmış birinden bilgiyi aramasını bekleyemeyiz sonuçta.
136
@silahşör yazdıklarını okuyorum bu arada ama ekstra cevap verme gerektirecek bir şey olmadığından. daha çok katkı yapıyorsun meseleye o yüzden okumak yetiyor :)
137
@138 zaten bütün olay çocukluğa dayanır. klişe gibi ama öyle yapacak bir şey yok.
#358502 silahşör | 08/12/2014 19:14
138
mekana cırılcıbıl girip kars kafkasör oynayacak ve çıkıp gideceğim.......................................................................
139
@138 bu dediğin de öncekiyle çelişiyor. mesela dediğin gibi doğuştan girişken olan biri bebeklik ve çocukluk çağında hazıra alışabilir mi?
140
@142 olabilir. Bu açından düşünürsek işin içinden çıkamayız çünkü eğer insann dünya görüşü sürekli değişirse bir kişilik bozukluğu oluşmaz mı?
141
@143 sürekli değişmeyen herhangi bir şey var mı (: ama burada bebeklikten bahsediyoruz. yeni doğan bir bebeğin hayat görüşü mü vardır? çocukluk dönemi de bu görüşün zaten inanılmaz hızda değiştiği -çünkü daha oturmadığı- bir dönem değil midir? ama asıl soru şu: kişilik ve dünya görüşü doğuştan mı gelir? doğuştan geliyorsa bebeklik ve çocukluk döneminde değişmemesi gerekmez mi?
142
@143 abi şuan konuşulan mevzu tam olarak nedir ya? bazı insanların bilgiye ulaşmak için çaba göstermemeleri değil mi? :) ben arada konuyu mu kaçırdım acaba? bu arada insanların dünya görüşü belli periyotlarla sürekli değişir. :)
#358507 silahşör | 08/12/2014 19:20
143
@145 şu anda tartışılan konu şu aslında: bazı insanlar üşengeçtir ve korkaktır, bilgiye ulaşmayıp hazırı beklerler. bazıları girişken ve cesurdur, bilgi edinmeye uğraşırlar dedik. ben de sordum: neye göre bazı insanlar cesur da, bazıları korkak oluyor?
144
diyorum ya aslında korkmayla alakası yok, mesela korkarak bilgi edinmemeye örnek vereyim, hasta olduğumdan şüpheleniyor olmama rağmen hastaneye gitme işini erteliyorum, burada ben korkak oluyorum bilgi edinmekten korkmak budur. ama diğer türlüsü örneğin sağda solda kurandan ayet paylaşıldığında açıp teyit etme ihtiyacı hissetmeyen biri korkaklığından değildir.
bazı insanların cesur olmalarının sebebi de bence dünyayı çok fazla umursamamalarıdır. korku kaybedecek bir şeyi olanlara özgü bir duygu, yani sen gözden çıkarabildiğin şeylerin kadar cesur olabilirsin. sahiplenme duygusu insanı korkak yapar.
#358511 silahşör | 08/12/2014 19:28
145
@144 doğuştan gelir bence ama sonradan gelişir. Beyin de öyle değil mi zaten? Hem neden çocukluk ve bebeklik dönemlerinde değişmesin ki? Her ne kadar küçük bir zeka seviyesinde olsa da gördüklerini az da olsa degerlendiriyor.
146
@147 peki o zaman sana ayrı sorayım, muhabbetler bölünecek ama: neden bazı insanlar bilgiye ulaşmaya ve onu yorumlamaya çalışır, bazıları hiç uğraşmadan yaşar? konuda geriye gittik farklı bir cevabın olduğu için.
147
doğuştan gelme konusunda ben tabula rasacıyım yani doğuştan pek bir şey gelmez.
#358515 silahşör | 08/12/2014 19:30
148
@148 beyin ile kişilik arasında fark var yalnız, biri evrim ile gelen canlı doğanın bir aktarımı, unsuru iken diğeri evrim ile, genler ile gelmeyen toplumsal ve insana dair bir unsur. dediğin gibi cahillik mesela doğuştan geliyorsa, bebeklik ve çocukluk döneminde değişmemesi gerekiyor. değişirse doğuştan gelmesinin zaten anlamı kalmıyor.
149
çünkü bazı insanlar bilgiye değer verir ve öğrendiği şeyler önemlidir. onları kullanması gerekeceğinin bilincindedir, her şeyin doğruluğundan şüphelenirler, diğerleri ise anlık olarak edindikleri bilgiyi doğru kabul eder ve onu yorumlar bu daha kolaydır çünkü. bir yerden bir bilgiyi edindiğinde onu sorgulamak kaynaklarını araştırmak işin zor kısmıdır. doğru olma ihtimali çok yüksek olan bir bilginin kaynağını araştırmayı gereksiz görürler. bilgi herhangi bir kaynaktan insana ulaştığı zaman onu doğru kabul etmek üşengeçlik ve hazırcılıktan kaynaklanır. insanlar neden kitap okumuyorlar sorusunu soralım bence? okumak neden bu kadar az yapılan bir iş? korkudan olduğunu sanmıyorum, bunun sebebi üşenmektir. kiminin üşengeç oluşu ve bazılarının olmayışının sebebi de o çocukluk döneminde her şeyi sorguladığımız zamanlarda karşılaştığımız tetpkilerden kaynaklanıyor olabilir. örneğin ben çocukken babama sorduğum soruların bazılarını cevaplamazdı ve odanda ansiklopedi seti var derdi. bunun etkileri olumlu veya olumsuz bir şekilde ortaya çıkıyo işte zaman ilerledikçe.
#358522 silahşör | 08/12/2014 19:38
150
O zaman tekrar geriye döneceğiz. Çünkü bir yere varamadık hala. bazı insanların daha girişimci olduklarını açıklayamadık yani.