226
durun karıştırmayın başlığı.
227
öncelikle biz dünyayı anlamak için doğaya baktık ilk bağtığımız şeylerden biri de tabi ki su. bu da varlığın kaynağı sayıldı doğal olarak.
#399516 nickim yok | 03/02/2015 17:36
228
tanrı yapmış şeklinde. hatta bizzat doğada bulunan tüm maddelerde birer ruh olduğunu söyleyerek asıl işi onların yaptığını öne sürüyorlarmış. mış mış mış.
#399519 ikinci nesil | 03/02/2015 17:37
229
mitoloji diyebiliriz kısaca.
aslında nasıl düşündüklerini anlamaya çalışmak çok keyifli geliyor bana. daha önce yazmıştım buralara, tüm maddelerde ruh olduğunu düşünmeleri kadar doğal bir şey yok.
yaşam, hareket demek. bir amaç için doğada değişiklik yaratmak, onu etkilemek, yapabilmek-edebilmek. insan bir taşı nasıl tekmeleyebiliyorsa diğer canlılar da bunu yapabiliyor. rüzgar yapamaz mı? doğada her şey tıpkı insan gibi hareketli ve başka şeyleri etkilemekte. bu güçlerin bazıları insanı yaşatmakta -yağmur gibi-, bazıları öldürmekte -sel gibi-, ya da av olarak görülen canlılar ile tehlike kabul edilen yırtıcılar gibi.
insan bunların düşünemediğini neye dayanarak varsayacak? konuşamamalarına bakarak mı? konuşuyorlar da oysa, rüzgarın da sesi var, canlıların da, yağmurun da, gökyüzünün de sesi var. farklı bir dil konuşuyor olamazlar mı?
kısacası düşünemediklerini, "ruh" sahibi olmadıklarını varsayacak hiçbir sebep yok. ruh zaten düşünce demek bir bakıma, düşüncenin ne olduğu bilinmemekte, ruh olarak açıklanmakta.
insan yaşamı doğa ile ilişkisine bağlı olduğuna göre, ona tapmasını ve sığınmasını da anlayabiliriz. çünkü onun memnun etmezse gök yağmur yerine sel verebilir. bunu yapmasının bir nedeni olmalı, durduk yere neden yapsın bunu?
başta tamamen doğal ve kaba materyalist bir şekilde açıklanan, canlı sayılan doğa zaman içerisinde kişileşiyor, efsaneleşiyor ve tanrılaşıyor.
230
peki neden thales her şeyin özünün su olduğunu iddia ediyor? ne gibi bir mantığı olabilir bunun?
231
işte o konuda berke'ye ben de kızgınım. neyse. şimdi gelgelelim meseleye. bizim thales abi de mitolojik cevaplar veriyor. yani tamamen yeni bir bakış açısı yok. olay şu. yağmur da yağıyor, kar da yağıyor. biri ıslak, diğeri kıvrak. yok olmadı, diğeri beyaz, yumuşak. işte bu durumda abimiz diyor ki aga havalar soğuduğunda kar yağar. yeteri kadar soğuk yoksa yağmur yağar. kimin yağdırdığı veya neden yağdığı beni ilgilendirmez.
#399544 ikinci nesil | 03/02/2015 17:57
232
çünkü su hayatın kaynağı. tarımda kulanılıyor, yıkanmada, içmede bir çok şeyde hayati fonksiyonu olan bu bileşenin varlığın kaynağı olarak düşünmesi çok normal.
#399546 nickim yok | 03/02/2015 17:59
233
@231 tabi zaten tamamen mitolojiden bağımsız düşünebilmesi çok garip olurdu.
234
su olayında ise mevzu anlatıldığı kadarı ile şu; deniz kenarında, rakımı sıfır olan bir bölgede yaşayan thales, önüne bakıyor su. havaya bakıyor su. içiyor yine su. gidip üstüne bir de mısır'ı geziyor. e tarlaları verimli hale getiren, yemişler verdiren yine su. o zaman diyor ki bu düzenin temeli su. ne çok su dedim, susamışım.
#399549 ikinci nesil | 03/02/2015 18:00
235
ben çıkmak zorundayım yoksa bu tartışma da yer almak isterdim başka sefere artık :)
#399550 nickim yok | 03/02/2015 18:02
236
evet aşağı yukarı dediğimiz gibi olsa gerek. ama su mitolojide de önemli bir yer tutuyor. şimdi biz evreni boş düşündüğümüzde aklımıza uzay boşluğu gelir. o dönemde ise gökyüzü katı bir kubbe olarak algılanıyordu, evreni boş düşünmek demek sonsuz bir okyanus düşünmek demekti. çünkü insanların dünyası denizler kadardı. belki eski mısır'da düşünseler nil nehrini düşüneceklerdi. bir çok sıvı katılaşıp, katı nesnelere dönüşebiliyor. yine bir çok katı nesne eriyip sıvılaşabiliyor. sudan ısı da çıkmakta. ve canlılık için inanılmaz bir öneme sahip, nemli ortamda canlılar türeyebiliyor üzerine ve besinler nemli. hem mitolojiden kalma tanrı okeanos'un önemi, hem insanların dünyasının denizler kadar olması ve buna göre gelişen bakış açıları, hem de suyun gerçekten hayattaki önemi sonucu her şeyin sudan var olduğunu düşünmesi çok doğal. thales'in bir önemi de gezgin olması. kendi kültüründen çıkıp bir çok farklı kültürü görmüş ve ufkunu epey genişletme fırsatı bulmuş.
237
anaksimandros neden evrenin yapı taşını "sınırsızlık" olarak belirliyor? ne gibi bir mantığı olabilir?
238
i.imgur.com/... birden çok, çoktan yok. basitçe.
#399553 ikinci nesil | 03/02/2015 18:13
239
buyur jivagocuğum: "sen gidip hayatın boyunca tecavüze uğruyorsun diyelim bir depoya kilitliyorlar seni, öyle yirmi yıl filan yaşıyorsun hep tecavüz. senin de testin bu sonuçta.. sonra ölünce cennete. sana bunları yapanlar da cehennemde sonsuza kadar yanıyorlar. bak sen sadece yirmi yıl tecavüze uğradın, adamlar sonsuza kadar yanacak. rahatladı mı için? sus, yirmi yıllık tecavüze uğradığım gerçeği değişti mi diye sorma, karşılığında sonsuz bir acı verdik daha ne yapalım? bir acı yarattık, karşılığında başka bir acı daha yarattık sonsuza kadar sürecek olan. hiç acı mı yaratmasaydık? baharat... hep baharat.... " bu paragraf ile ilgili ne düşünüyorsunuz? ilahi adalet var mıdır, nasıl işler, neye yarar?
240
düşünüyorum da çok garip. türkiye'de doğdum. böyle tam avrupa asya afrika ortasında. tam da orta iklimlerde böyle ne sıcak ne soğuk, orta işte. türk doğdum yani en güçlü millet. ne araplar gibi böyle çok pis müslüman ne de avrupalılar gibi fazla namussuz. tam orta tam kıvamı. bir aralar dünyayı dize getirmişler filan. onda da izmir'de doğdum yani ne köy ne de istanbul gibi çok kalabalık berbat bir karmaşa. tam kıvamı. tam kemalist memleketi, yani cumhuriyetçi laik özgürlükçü, tam kıvamında. tam da müslüman memlekette doğdum ki kazayla ineğe filan tapabilirdim. tapmadım ama işte, garip. dünya'da doğdum. yani yaşama elverişli tek yer! ve tabi evrenin merkezi. ha, o çürütülmüştü pardon..........
241
ha soruyu unutmuşum: nasıl oluyor bu? nereden bakarsam bakayım merkezdeyim?
242
ne sordun anlamadım aig.
#407529 nickim yok | 10/02/2015 02:22
243
@242 bak: @241...
244
ilahi adalet yoktur. varsa da ben hiç rastlamadım.
#407531 nickim yok | 10/02/2015 02:24
245
onu bunu boş ver de amerika'da kızlar teklif ediyormuş. buna cevap ver.
#407558 ikinci nesil | 10/02/2015 02:37
246
@245 buradaki gelir düzeyime bakarak söylüyorum: amerika'da olsam hobo olurdum. o yüzden pek tatlı hayaller kuramıyorum yine bize denk gelmiyor...
247
"sen gidip hayatın boyunca tecavüze uğruyorsun diyelim bir depoya kilitliyorlar seni, öyle yirmi yıl filan yaşıyorsun hep tecavüz. senin de testin bu sonuçta.. sonra ölünce cennete. sana bunları yapanlar da cehennemde sonsuza kadar yanıyorlar. bak sen sadece yirmi yıl tecavüze uğradın, adamlar sonsuza kadar yanacak. rahatladı mı için? sus, yirmi yıllık tecavüze uğradığım gerçeği değişti mi diye sorma, karşılığında sonsuz bir acı verdik daha ne yapalım? bir acı yarattık, karşılığında başka bir acı daha yarattık sonsuza kadar sürecek olan. hiç acı mı yaratmasaydık? baharat... hep baharat.... " bu paragraf ile ilgili ne düşünüyorsunuz? ilahi adalet var mıdır, nasıl işler, neye yarar? bu paragrafı külliyen yanlış görüyorum. adalet yokken ilahi adalet mi? neyse bi bakalım nereye varacak: uçuk bir örnek değil böyle kendi çocuklarını kilitleyenler var, bunları duyuyoruz. şimdi ilahi adalete göre eşit doğmamamızın sebebini bilemiyoruz, kimi fakirlikle imtihan edilir, kimi zenginlikle , kimi sakatlıkla , kimi ailesiyle vs vs. ve tanrı da bunları göz önüne alarak işte öbür tarafta vs ödülünü veya cezanı verir. ama işin bug kısmı bence şurda yatıyor ki misalen en büyük cezayı kim çekecek? şimdi 20 yıl tecavüz eden adam sonsuz cehennemlik diyelim, 21 yıl tecavüz eden de aynı şekilde nitelendiriliyor. bi derecesi mi var acaba bu cehennemin? birini 10000 celciusta yakarken diğerini 15000 ile mi yakıyorlar? akla pek yatkın değil. ya da aynı şekilde iki mümini ele alalım. ikiside çok iyi ama birinin 1 artısı oluyor falan diğerine göre sadece. burda da sonsuz cennet var ama huri sayısında fark oluyor sanırım. birine 50 diğerine 55 vermişler.(bu huri olayının mantığına hiç girmiyorum) tabi çok büyük ödül değil mi 5 huri daha. çok farketti yani? bu işin genel mantıksızlığı. günlük hayatta ise ilahi adalet elbet tecelli eder diyenler kimlerdir? ötekiler tabii ki. fmisal kötü kalpli atayiz ama akir olup işten boş yere çıkarılan adam mahkemede hakkını arar bulamaz. adaleti devlet sağlayamazsa mecburen kendi eli ile sağlamaya kalkar. silah alır , dağa çıkar, bombalar, keser, yıkar vs vs... fakat nur yüzlü iyi kalpli mümin fakir ise mahkemeden eli boş dönse de ilahi adalete sığınır. çünkü elbet bir gün tecelli edecektir. misal o işten çıkaran soyguncu patron trafik kazasında ölebilir. şirket batas sokağa düşer vs vs. ne oldu ilahi adalet tecelli etti.fakat aslında böyle bir tane vaka oluyor o da diğer insanların ilahi adalet kavramını güçlendiriyor. fakat geri kalan suçluların çoğu mutlu ölüyor, zenginlik, sefa içerisinde. misal bir de uyuşturucudan öldü şeysi var. şimdi adam 30 yaşında bizim 50 yılda yaşayamayacağımız şeyi yaşamış zaten. sürekli dopamn ve zevk peşinde ve garip bir şekilde de over doz alıp mutluluktan uçarken ölüyor. fakat o da ne herkesin aklında oluşan düşünce şu: yazık ya bak görüyon mu para insanı nasıl bozuyor, işte zenginin derdi de başka, ünlü olunca ya seksten ya uyuşturucudan gidersin. ee o zaman hadi fabrikama gideyim de akşam pazardan en kötü meyve sebzeyi alayım da 1 göz oda evimde ailemle mutlu yaşayayım. çok şükür uyuşturucudan ölmedik.... yani işte bu örnekleri çoğaltırız ki ilahi adalet kavramı bence yine egemen sınıf tarafından ortaya atılmış bir kavramdır aynı din kavramı için düşündüğüm gibi. ayrıca ilahi adalet kavramı varsa ki elbet tecelli edecek o halde yeryüzünde adalet kavramına gereksinim yoktur. misal zorbalara ceza verilmemelidir. biz boynumuzu eğip katlanırsak allah bize daha büyük bir ödül vermez mi? o da elbet cezasını bulacaktır zaten. nefsi müdafaya da gerek yok sonuçta öldürmek büyük günah. niye öldürelim ki adamı. kısacası ilahi adalet kavramı temel olarak yargı , sistem veya dünyadaki işleyiş egemen sınıfa ayrıcalık yaptığında ezilen sınıfın çaresizliğini, isyanını engellemeye yöneliktir diye düşünüyorum. mutlak adalet sağlanabilir mi insan eliyle inşa edilebilir mi? sağlanamaz hiç bir zaman tabii ki. sonuçta sürekli entalpi ve entropisi olan bir sistemdeyiz ve suç ve ceza kavramları sürekli değiştirilmek zorunda. misal bilimsel gelişmeler eşliğinde f tipleri, idam cezalarının, işkencelerin yanlışlığı artık anlaşıldı eski yüzyıllara göre. belki de önümüzdeki yılllarda yeni ceza şekilleri ortaya çıkar ya da suç kavramı elbbette ki değişir. bir dipnot daha: misal mahallede kavga edersin biri gelir ağzını burnunu kırar yerde ağzn kan dolu arkasından bağırırsın: -seni dayıma sktrtcem olum, bekle sen. işte ilahi adalet hiç gelmeyen dayıdır, aslında bir dayın yoktur bile belki de.
#407596 drjivago | 10/02/2015 10:59
248
diğer sorunu da cevaplayacağım öğleden sonra okul dönüşü. ben de bu arada bi soru bırakayım da gidip geleyim: şimdi öncelikle 1- insanların hayvan evcilleştirmesi doğru mudur? onları köleleştirir mi yoksa daha iyi bir ortam mı sağlar? tarihsel süreciyle birlikte açıklayınız(40 puan) 2- hayvanları kısırlaştırmak ne derece doğrudur? kısırlaştırılmadığında ortaya çıkacak sorunları, kısıraştırıldıklarında ortaya çıkan etik sorunları göz önüne alarak cevaplayınız(60 puan).
#407598 drjivago | 10/02/2015 11:08
249
bence turşu suyunun iyisi limondan olur.
#407609 ikinci nesil | 10/02/2015 12:50
250
bence içine sonradan acı sos koymazsan turşu turşu olmaz.
#407610 strogoff | 10/02/2015 12:52