26
Tüm benliğimle geldim bu sefer. Bana gore sanat, içteki güzelliğin iyi veya kötü bir şekilde dışa vurulmasıdır. Bu durumda sanatı tanımlarken kullanacağımız kıstas güzellik oluyor. Biz bu önermeye karşı önermeler uretebiliriz. Mesela bir savaş iyi değil, kötüdür. Ama bir savaş meydanını olağanüstü bir şekilde tasvir eden bir tablo güzeldir diyebiliriz. İçteki güzellik elbette sanat biçiminde dışa vuracaktır çünkü çirkin olan şey kötü söz olarak dışa çıkar bence. Mesela bir roman hakkında "yazar bu eserinde sanatın doruklarına çıkarıp manzaranın keyfini çıkartıyor okuruna" deriz. Aslında burada başka bir kavram daha geliyor önümüze: sanatın ölçüsü. Yani bir şey ne kadar sanatlıdır? Örneğin normal yaşamda bazen güzel cümleler kullandığımız oluyor, sevgiliye söylenen güzel bir benzetme gibi. Buna da sanat diyorum ben. Ama şairlik sanatı ve bu bahsettiğimiz sanat arasında fark var tabii. Neyse, konu dağılmadan toparlayayim: Sanat, güzelliğin bir şekilde dışa vurulmasıdır ve ölçüleri vardır. Bu arada, @25'e teşekkürler ilgisi için ve tabiki drjivago'ya.. Not: aig'e : sözlük kasıyor whatsapp var mı? :D
27
ben de ekleme yapayım madem: felsefe: sistemli düşünmedir. temel mesele şudur: doğayı açıklamak. doğa içerisinde doğanın bir parçası olarak insanı, insan toplumunu açıklamak da buna dahildir. yani akla gelebilecek her konuda felsefi düşünülebilir ve düşünülmektedir zaten, bir seçim değildir bu. normal düşünceden ne farkı var? felsefe öncesi düşünce bilimsel yöntem ve birikimin gelişmediği döneme denk düşüyor. yani mitoloji ile doğa açıklanmaya uğraşıyor. bu yine kafadan sallama bir durum değil, insanın bildikleri ölçüsünde efsaneler ortaya çıkabiliyor sadece, daha fazlasını bilmiyorlar. ilk filozofların farkı budur, bilgilerini artırmaya uğraşırlar, mitolojiden sıyrılır ve doğayı kendi çabalarıyla açıklamaya kalkarlar. böylece ilk bilimsel yöntemleri keşfeder ve birikim meydana getirmeye başlarlar. bunu da "sistemli düşünerek" yaparlar. deney, gözlem, araştırma yoluyla doğayı açıklama yolunda önce temel soruları cevaplandırmaya uğraşırlar. daha sonra bu temel ile beraber ortaya bir düşünme yöntemi, bir düşünce sistemi çıkar. sonra bu sistem ile doğayı açıklamaya uğraşırlar, yolculukları sistemlerini geliştirir, sistemleri doğayı açıklama becerilerini artırır. bu noktada sanat da, bilim de felsefeden bağımsız var olamaz. "ben felsefe yapmıyorum" diyen insan olabilir ama, felsefi düşünmeyen insan olamaz. sanat daha karışık sanata birazdan gireyim :D
28
ah bee neler kaçırmışım devam edin dinliyorum. :)
#355245 silahşör | 05/12/2014 23:54
29
(Giremedi) ...
30
resmen oyalamış, sorulan sorunun cevabını bilemeyen hoca gibi. ''dur oğlum birazdan gelecem senin soruna'' der ve ders çıkışı koşarak uzaklaşır.
#355310 drjivago | 06/12/2014 00:22
31
Soruyu kağıda yazarsin yarin gel al der. Ertesi gün gidersin ve şöyle söyler: "hangi soru?"
32
şu an mobilden okuyup utanıyor büyük ihtimal.
#355315 strogoff | 06/12/2014 00:24
33
bence yeter, kızdırmayalım. sonra ilişki bitiren dev mektup gibi uzun uzun yazmasın lan?
#355319 drjivago | 06/12/2014 00:26
34
sanat nedir cidden fikirleri merak ediyorum. vikipedi kullanmadan kendi düşüncelerinzlen.
#355320 silahşör | 06/12/2014 00:27
35
@33 sonuna da "hepinizden iğreniyorum" diye dipnot koyar.
36
@34 yazdık ya yukarıya bak sen.
37
çok uzun iş o şimdi yazamam :D
38
@34 fikirlerimizi okuyunca senden de bir tanım alalım da ufkumuz açılmaya devam etsin.
#355333 strogoff | 06/12/2014 00:35
39
@37 ya bırak, emekliye ayrıl sen.
40
bana göre sanat bir çeşit duyguları ifade etme biçimidir. şöyle ki herhangi bir duygunun kelimelerle tarifi imkansızdır. yani bir duyguyu hiç yaşamamışsanız onu size kimse anlatamaz. sanat bunun için uğraşan anlatış biçimidir. arkadaşımız güzelliğe değinmiş çok haklı buldum sanatın olayı güzellik ile duyguları birleştirmesi ve bir yandan da güzellik kavramını görecelilikten çıkarma çabasıdır. yani sanat, her insana göre değişen güzellik kavramı üzerinden, aslında hiç kimseye göre değişmeyecek olan duyguları tanımlamaya çalışır. ve sanat başarılı olabildiği ölçüde sanattır. başarısız bir sanat eseri olamaz. benim düşüncem bu sanat hakkında.
#355341 silahşör | 06/12/2014 00:43
41
E haydi, oturmaya mi geldik?
42
durun gelicem yeni uyandım :D Hem sanatla ilgili yazayım.
43
@40 "yani bir duyguyu hiç yaşamamışsanız onu size kimse anlatamaz" cümlesi çok hoşuma gitti. ben de epeydir bunun üzerine düşünüyorum ilk defa başka birinden duydum :) kilit noktalardan biri bu bence. daha yazmadım yazıcam bekleyin :D
44
sanatın tanımı konusunda benim de sabit kemikleşmiş bir fikrim yok henüz, yıllardır düşünüyorum hala eksik :)
illüzyon çok temel bir unsuruymuş gibi geliyor. insan düşüncesinin özelliği doğayı soyutlamasıdır. mesela bir kaleme bakar ve onu "kalem" kavramı ile soyutlarız. daha sonra hiç kalem görmesek de "kalem" kavramını duyduğumuzda, okuduğumuzda ya da düşündüğümüzde aklımıza temel özellikleri yani tanımıyla bir kalem gelecektir. soyutlamadan kasıt budur: insan bakar, tanımlar, soyutlar ve kavramlar halinde zihninde yansıyan doğayı örgütler. sonra onlardan dizgeler kurarak düşünür.
sanatın temellerine baktığımda bu soyutlamadan bir illüzyon yaratmanın önemini fark ediyorum. mesela bir ritüel esnasında av olayı canlandırılır, çizilir, danslarla tekrar edilir, hayvan sesleri taklit edilerek ve masklarla etkisi artırılır. çünkü insan tek başına avlanamaz, beslenmek için kolektif hareket etmeli. avlanmak için ve kolektif hareket edebilmek için yöntem geliştiriyor ve nesilden nesile aktarıyorlar. bu ritüeller esnasında hem yeni nesillere eskilerin yöntemleri aktarılıyor, hem de avcılar tekniklerini mükemmelleştiriyorlar.
öğrenmenin temeli şartlanmadır. şartlanmalar duyular yoluyla meydana gelirler, bir olay esnasında beş duyu organının algıladıkları kolektif bir şekilde olay ile bağdaştırılır. daha sonra bu duyu organlarından biri aynı etkiyi hissettiğinde, ortada olay olmasa bile şartlanmışlık yüzünden olay anımsanır. ya da olayı anımsatan bir şey gerçekleşince aynı "duygular" anımsanır. hafıza/öğrenmenin temellerinden biri bu sanırım.
işte av esnasında duyu organlarının oluşturduğu duygulanımlar yeniden yaratılmaya uğraşılır ki sadece anlatarak anlatılamayacak olan, deneyim yoluyla öğrenilmesi gereken şeyler tehlikesizce öğrenilebilsin.
önce bunun üzerinde bir düşünelim, daha çooook konuşacak nokta var da hepsini bir anda konuşmak faydasız olabilir.
45
@41 onu benim soru başlığına aktarsana, burada ben sorayım sadece :D yoksa konular çok karışır.
46
@45 tamamdır, bu konuyu bitirip ona geçeriz.
47
@44 illüzyon olması konusunda haklısın. Yani sanatı insanların göremedikleri şeyleri onlara güzel göstermek şeklinde mi tanımlayacağız?
48
@47 daha tam sanat tanımına girmedim işin temellerinden başlayalım istedim :) sanatın ritüellerden doğduğu söylenir ya.
49
@47 o çok basitçe bir tanım olur asla karşılamaz tam anlamı. ama sanat çok esnek bi olgu yani miyonarca farklı tanım yapabilirsin. zaten aslında sanatın ne olduğunu tam olarak açıklamak da mümkn değildir. bu bir kaç kelimenin bir araya getirilmesiyle özetlenecek bir şey değil. sanat kolayca tanımlanabilseydi sanat diye bişe zaten olmazdı :) sanat duygusu kavramı vardır her insanda olmayan bir şeydir bir şekil, bir görüntü sana şiirler yazdırtırken bi başkasına of yine yağmur yağıyo şemsiyemi alaydım keşke dedirtebilir.
#356132 silahşör | 06/12/2014 18:21
50
@48 peki. O zaman sanatın temelinde görselliğin olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü insan zihninde hep bir şeyleri canlandırıyor ve bunu elbette o şeyleri tasvir ederek yapıyor.