sevimli hayalet aig size sorular soruyor

  1. 51
    @50 yok sadece görsellik değil, herhangi bir duyu organı olabilir. ama bizim en çok sırtımızı dayadığımız, ön plana alarak yaşadığımız duyumuz görme duyusu olduğundan onun etkisi daha fazla sanırım. koklama ve dokunma duyuları çok arka planda kalıyor mesela.
    #356136 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:23
     
  2. 52
    fason casper aig.
    #356137 siyah kırmızı | 06/12/2014 18:24
     
  3. 53
    @51 haklısın. (Konu biraz dağıldı gibi.) Sanatın ritüellerden doğduğuna geri dönelim. Eğer binlerce yıl önce yaşıyor olsaydık sanat yapmak için hangi araçları killanırdık? Elimizde duyma ve görme duyuları kalıyor. Asıl tartışmayı belirlemek lazim şimdi, sanatın temelinde neyin olduğunu ve bunun nasıl geliştiğini mi araştırıyoruz?
     
  4. 54
    @53 tanım yapabilmek için önce temellerini incelemek lazım ya. hiçbir şey tarihinden bağımsız ele alınamaz, alınırsa eksik kalır. o yüzden sanatın tanımından önce sanatı doğuran ortamı ve unsurları incelemek lazım. daha ilerlemiyorum çünkü tartışacak şeyler var. mesela benim anlattığım şeyde güzellik ya da estetiğin hiçbir önemi yok. insan sadece ritüellerde hayatı öğrenmek için ihtiyaç duymamış sanatsal üretime. mesela halı dokurken halıya kendi hayatından bir şeyler katmış. bir su şişesine bile resim çizmiş ya kendinden ya da tarihten figürler eklemiş. bir şey ifade etmek istemediği zaman bile onu güzel yapmaya, estetiğe önem vermiş. insan buna neden ihtiyaç duyuyor olabilir?
    #356143 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:36
     
  5. 55
    @54 güzel soru. Şimdi bunun da temelinde bilinme arzusu yatıyor bence. Birileri tarafından hatırlanmak, öldükten sonra kendinden söz ettirmek. Hatta bence burda bir ego tatmini bile var yani. Mesela mağaraya avladığı hayvanların resimlerini çizen ilkel bir adam başka hangi nedenle bunu yapar bilemiyorum. "Bak ben bunu yaptım yıllar önce, beni hatırlayın" demek istiyor.
     
  6. 56
    @55 buna katılmıyorum tam olarak. öncelikle o dönemlerde insanın bireyliği bizim bugün bireyi algıladığımız kadar gelişmiş değildi. o dönemin bakış açısıyla düşünmeye uğraşmak lazım. insanlar küçük topluluklar halinde yaşıyorlar. bilim ve teknik anlamında ellerinde çok fazla bir şey yok. iletişim tekniği diye bir şey zaten çok kısıtlı. bunun yanı sıra doğayla çok zor bir savaş halindeler. hastalıklar, doğal afetler, yırtıcılar, soğuk, karanlık, sürekli tehlike. hayatta kalmak çok zor. ve hepsi büyüklerinden tekniği öğrenmeye bağlı. bu yüzden usta çırak arası ilişki de çok önemli. yani bilgi ve teknik aktarılmazsa hayatta kalamazlar. bunu aktarmak için de kitaplar, filmler, internet gibi kaynaklara sahip değiller. kendilerinin hatırlanmasından çok topluma etki eden ve insanlara daha iyi yaşamayı öğreten olayları ya da basitçe üretim ve avlanma tekniklerini aktarıyorlar. ego işin içinde değil pek ki zaten o dönemde böyle bir şey beklenemez. bireylik insanın insana yabancılaşmasından sonra gelişecek.
    #356148 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:47
     
  7. 57
    öldükten sonra hatırlanma fikri de etkili olabilir ama şöyle diyeyim: bir savaş kahramanı mesela gidip kendi resmini çizmez diye düşünüyorum. insanlar o savaş kahramanının insan üstü olduğuna ve tanrısal bir gücü olduğuna inanıyorlar. bunu aktarmak istiyorlar gelecek nesillere. kendilerine sunulan bu hediyeye minnettarlık göstermek istiyor da olabilirler.
    #356149 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:50
     
  8. 58
    ya da şöyle de öldükten sonra hatırlanma diyebiliriz: insan kendi uzmanlaştığı konuda hayatı boyunca uğraşır ve onu geliştirir, yeni teknikler üretir bir şeyler başarır. bu başarıları çocuklarına öğrencilerine aktarmak ister ki çabası boşa gitmesin ve gelişmeye devam etsin. yine mesele "ben" değil ama, "ben hatırlanayım, ben ön plana çıkayım" değil yani. yaşamını aktarmak daha çok.
    #356152 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:52
     
  9. 59
    @56 iyi de yabancılaşma dığını nerden bileceğiz? İki kabile birbirine düşman olabilir sonuçta o dönem. Bu durumda bir kabile iyi bir şey yapınca onu başkalarına göstermek isteyebilir. Evet, dediğin doğru, bilgi birikimini sağlamak için yapılmış olabilir ama işin içinde ego yine vardır bence.
     
  10. 60
    : )
    #356154 gastrovasküler boşluk | 06/12/2014 18:55
     
  11. 61
    @59 çok eski dönemlerden bahsediyoruz, on binlerce yıl öncesinden. o kadar eski ki insanlar yeni bir kabile gördüklerinde onların insan olmadıklarını düşünüyorlar, hayvanlar gibi anlaşılamayan bir dil konuştuklarından onları da hayvan zannediyorlar. insanın insana yabancılaşması çok başka bir konu. sadece iki kişinin ya da kabilenin düşmanlığı ile ilgili değil. ego olabilir ama egoyu temel almak hatalı bir bakıştır. egonun çok basit haliyle var olduğu ve gelişmediği bir dönem çünkü. dediğim gibi bak söylediklerimi okursan zaten egodan daha aklına yatan nedenler görebilirsin diye düşünüyorum.
    #356155 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:55
     
  12. 62
    egonun gelişmemişliğini şöyle açıklayabiliriz: gerçekten çok zor hayatları var, bilgisizler, hiçbir şeyi açıklayamıyorlar, çok büyük tehlikeler altındalar. ormana gidip tek bir gece geçirdiğini düşün. soğuk, karanlık ve yırtıcılar eşliğinde. bu insanların bütün hayatları böyle. tek şansları var: ustalarından öğrenmek, kabile büyüklerinde uymak, kabile ile beraber hareket etmek yani toplumsal hareket etmek. kendi egolarını ön plana çıkaracak herhangi bir nedenleri olmadığı gibi böyle bir güçleri de yok. doğaya ve kabileye karşı boyunları kıldan ince :)
    #356156 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:57
     
  13. 63
    @60 çok manidar bir gülüş.:D @61 öyle diyorsan öyledir. Bilgi birikimini temel almakla beraber bebeklik döneminde olanbir egoyu da unutmuyoruz o zaman. Ben şimdi çıkıyorum maalesef, gelince devam edebiliriz belki.;)
     
  14. 64
    : ))
    #356158 gastrovasküler boşluk | 06/12/2014 18:59
     
  15. 65
    bir de doğanın da canlı olduğunu ve düşündüğünü zannediyorlar. bir taşın bile düşündüğünü zannediyorlar. patlayan bir yanardağın bilerek ve isteyerek bir neden için patladığını, kendilerini besleyen yağmurun bir nedenle bilerek yağdığını, rüzgarın isteyerek estiğini, yırtıcıların bilerek öldürdüğünü avların bilerek etini sunduğunu zannediyorlar. doğa karşısında ne kadar güçsüz olduklarını düşünürsek bireyliklerinin nasıl eriyeceğini de anlayabiliriz.
    #356159 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 18:59
     
  16. 66
    @64 bak seni ısırırız topluca.
    #356161 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 19:00
     
  17. 67
    insanların mağara duvarlarına resimler çizmesi bana göre ihtiyaçtan doğmuştur. yani adam ben bunu çizeyim de gelecek nesiller de öğrensin diye değil de gündüz avlanırken yaşadığı sıkıntıları ertesi gün nasıl daha da azaltabilirim? nasıl daha kolay hale getirebilirim olgusudur. günümüzde fiziksel problemlerin çözümünde matematiksel modelleme kullanılır. bir sorun matematiksel olarak modellenerek bir denkleme dönüştürülür. o zamanın modellemesidir o resimler. benim düşünceme göre.
    #356168 silahşör | 06/12/2014 19:18
     
  18. 68
    @67 evet bu daha mantıklı geldi bana da.
    #356169 anoktainoktagnokta | 06/12/2014 19:20
     
  19. 69
    :/
    #356170 gastrovasküler boşluk | 06/12/2014 19:20
     
  20. 70
    sherly.mobile9.com/...link bu karakterdeki kişilerde o resimlerden bir şey anlamayıp sadece göze hoş geldiğinden dolayı resim sanatını icat etmiş olabilirler :) tamam bu şakaydı. :) edit: hatta bu daha uygun : rightnow.ph/...link
    #356171 silahşör | 06/12/2014 19:25
     
  21. 71
    www.youtube.com/...link şiir dinleyelim mi?
     
  22. 72
    bu sanat tartışmasına devam edicez biraz dinlendirelim konuyu.
    #357780 anoktainoktagnokta | 08/12/2014 00:52
     
  23. 73
    Yarın geliyorum ben. Şimdilik kenarda durayım.
     
  24. 74
    ideal toplum yapısında etik neyi temel almalı, neye dayanmalıdır?
    #381309 anoktainoktagnokta | 10/01/2015 23:48
     
  25. 75
    etik yalan
    #381310 ayca ve ofkeli | 10/01/2015 23:48
     
iv> iv> iv> >