1
2
haydaaa...
#368796 skyrunner | 23/12/2014 02:00
3
aa ben bunu yeni gördüm :( cidden ne kadını? kadın dediğin fantastik bir yaratıktır diye biliyorum ben.
4
lsafxgcghjhkjk
#368996 naylon | 23/12/2014 04:29
5
pobpsovpdsfoa
#368997 strogoff | 23/12/2014 04:30
6
#368999 drjivago | 23/12/2014 06:07
7
karnımızı doyurmak için girdiğimiz bir üniversite yemekhanesinde sordum insanlara seks i. "6 yıldır bu üniversitedeyim, görmedim" dedi biri. "eskiler anlatmıştı. bi kere uğramış buraya" dedi oldukça heyecanlı olduğu hemen fark edilen diğeri. "palavra! uğrasaydı ben duyardım. 10 yıldır buradayım. izine bile rastlamadım" dedi köşede kafasını kaldırmadan yemek yiyen ötekisi. "ben de duydum. eskiden çok gelirmiş. yalnız küstürmüş öğrenciler seks i. en son batıya doğru giderken görmüşler" diye anlattı başka biri. "batı mı dedin. batı istikametinde bir erkek öğrenci yurdu var orda olabilir mi?" diye sordu ortaçgil. ben de dahil bütün yemekhane güldük bu saflık karşısında. ortaçgil de hatasını anlayıp güldü. neşeli dakikalar yaşadık. "hurraaa" diyerek hep beraber komposto taslarımızı kaldırdık. yemekten sonra, kendilerine yardımları için teşekkür edip, ortaçgil ime atlayıp batıya doğru yola çıktım. "yolunuz açık olsun yürekli yiğitler. umarım bulursunuz. bizi sakın unutmayın" diyerek kapıya kadar geçirdi bizi bu iyi niyetli insanlar. çok yol aldık. çok insan gördüm. seks in adını bile anmayı yıllar önce bırakmış köyler, şehirler gördüm. mutsuz çaresiz insanlar gördüm. ve seks in adını bile duymamış insanlar tanıdım. yaklaştığımız anları hissediyordum ama hiç yakalayamıyordum seks i. biliyordum buralarda bir yerlerdeydi. sinirlendiğim, kendimi kaybettiğim anlar da oluyordu. yine böyle bir sinir krizi anında ortaçgil in sırtında düşsek parçamızın kalmayacağı bir uçurumun kenarına geldim. "sunu bil ki kaçamayacaksın! seni eninde sonunda yakalıycam seks!" diye uçurumun tepesinden haykırdım. "seks, seks, seks, seks...." diye yankılanırken sesim, ardım da başka bi ses duydum. "bağırma lan ayı" diye kızdı biri. bu ani ses karşsında ortaçgil huysuzlandı... "pırfsss, hırffsss" diye sesler çıkardı, bi taşı düşürdü uçurumdan aşağı. bir yandan ortaçgil i sakinleştirmeye çalışırken, ardıma seslendim, "kim var orda" diye bağırdım. çalıların arasından bir yaşlı kafasını çıkardı. "fırtına yaklaşıyor. eğer iki tarla faresi gibi sele kapılıp gitmek istemiyorsanız, beni takip edin" dedi. takip ettik, yaşlıyı.
#369001 drjivago | 23/12/2014 06:14
8
dediği gibi kulübesine girer girmez şimşek çaktı, azılı bir sağanak ve rüzgar başladı. şömineye odun attı, bize avladığı bir sülünün etini ikram etti. yemekten sonra yanımda taşıdığım çokomilk ten bülent e ve yaşlıya ikram ettim. yaşlı adam "şimdi yemeyeyim canım, koy oraya sonra yerim" dedi uzattığım çokomilk i. "olur mu abi ikram geri çevrilmez. ye ye ağzın tatlansın" diye ısrar ettim. "canım ver bülent e o yesin" dedi bu sefer. "amca naaptın ye şunu. hak geçmesin" diye ısrarımı yineledim. sinirlendi, çoko yu elimden alıp ateşe attı. "ulan koskoca sülün verdim, ses çıkarmadın üçte bir çokomilk in tantanasını yapıyorsun sabahtan beri" diye azarladı beni. hatamı anlayıp özür diledim. bize adaçayı ikram ederken "demek seks i arıyorsunuz" diye konuya girdi. her yerde aylarca aradığımı söyledim, çok yol kat ettiğimi söyledim. "sen çok aradığını mı söylüyorsun. tam tamına kırk sene aradım onu. çok yaklaştım hatta. kaç defa yüz yüze geldim. ama hep elimden kaçırdım. her seferinde beni bir şekilde atlattı bu seks" dedi sinirli sinirli. en sonunda tam yakalayacakken bu uçurumdan aşağı düşmüş ve buraya yerleşmek zorunda kalmış. o yüzden sağ bacağı aksarmış. biz ada çaylarımızı içip sohbet ederken, ortaçgil ise yaşlı adamın eski gitarını kenarda tıngırdatmakla meşguldü. izinsiz gitarını aldığı için zaten inceden kıllanan yaşlı adam "canım o pena kaybolursa seni de kaybederim bilmiş ol" diye çıkıştı. ortaçgil tınmadı, tıngırdatmaya devam etti. yaşlı adam bir yandan şömineye odun atarken, bir yandan da söylenmeye başladı. "ahhh sanatçılar. dur dersin durdan anlamazlar. işleri güçleri aylaklık. ben de zamanında led zeppelin e binmiştim" dedi. "grup olarak mı abi?" dedim. "evet tabii ki; canımdan bezdim ama idare edene kadar onları. yol boyunca ayağıma dolaştılar hep, sürekli tartıştık" dedi. sonra durup ortaçgil e "bülent hadi git biraz odun getir dışarıdan, kırıp getir, öyle arabın skini sallar gibi sallaya sallaya getirme tam kütüğü" diye seslendi. ardı sıra "yağmurluğu da al yanına" diye tekrar uyardı. ortaçgil çıkınca bana yaklaştı ve kısık sesle "seks i yakalıycam diyorsun. ama bu köhnemiş ortaçgil le olmaz bu iş. onun kendine hayrı yok, seni nasıl seks e ulaştırsın. bence bırak onu. sana bir abi tavsiyesi. ortaçgil sadece zaman kaybettirir sana. sal gitsin onu" dedi. "abi niye öyle diyorsun çok kendinden verdi bülent abi, bulmam için seks i. elinden geleni ardına koymuyor yani." diye itaraz ettim. "sen bilirsin daha hızlı olmalısın eğer bana benzemek istemiyorsan. seks e çabucak ulaştıracak birine ya da birilerine binmelisin" dedi bana bir şeyler ima eder gibi... "ne gibi mesela" dedim, "metalika" dedi. "amca nasıl bulayım dağ başında metalika yı şimdi saçmalama" dedim. "sen metalika yı gerçekten iste, o seni nerde olursan ol bulur, karşında hakan altun olsa o metalika olur" diye o an bana çok anlamlı gelen sözler söyledi. ve "yarını bekle" dedi.
#369002 drjivago | 23/12/2014 06:15
9
ortaçgil odunları getirdi. her şeyden habersiz ortaçgil e üzüldüm, mavi kuş şarkısını söylerken bize o, "oysa ne güzel şarkılar vadı, yıldızlara ve denizlere/ ama söylemiyor ki bizlere, susuyor" kısmında ve "mavi kuş sanki bir düş, kaşla göz arasında, geceyle gündüz arasında" kısmında ikişer damla göz yaşı döktüm. her şeyden habersizdi, şarkısını söylüyordu... ertesi sabah erkenden uyandık. yaşlı adam bize vadiyi gezdirmek istedi. kabul ettik. ortaçgil in sırtına atladım "gel amca seni de çeker" dedim. gelmedi. üçümüz vadiyi gezerken, yaşlı adam bülent e duyurmadan "hazır ol" diye fısıldadı kulağıma. yüksekçe bir kayanın üstündeyken biz, birden yer sarsılmaya başladı. sarsıntı giderek artıyordu. bir bizon sürüsü yaklaşıyor gibiydi. ortaçgil, huzursuzlandı. yaşlı adam onu sakinleştirmeye çalışırken, sarsıntı iyiden iyiye artmıştı. arkama baktım. oha metalika ydı bunlar. başıbozuk bir şekilde koşarak yanımızdan geçmeleri an meselesiydi. yaşlı adam ortaçgil i sıkı sıkı tutarak "şimdi! hemen atla!" diye bana bağırdı. ortaçgil den metalika nın kucağına atladım. hızlıca uzaklaşırken ben, son defa kazık attığım ortaçgil e baktım. "umuuttt nedennn! neden yaptın bunu!" diye ağlayarak baktı bağırdı bana. "kusura bakma. yapmak zorundaydım. seks e ulaşmak için her şeyi yaparım ben. canıma tak etti anla artık. herkesi anlıyorsun beni de anla" diye bağırdım ama duydu mu bilmem. zira oldukça uzaklaşmıştık. metalika adına yaraşır bi şekilde ortaçgil den kat be kat hızlıydı. ama ortaçgil le geçirdiğim günlere lanet mi ettim, tabii ki hayır. ortaçgil in gönlümdeki yeri ayrıdır, şöyle diyeyim, metalika gelip "umut biz bıktık bu metalikalıktan artık, bundan sonra metalika sen ol, herkes seni metalika diye bilsin artık. ünü de parası da artık senin olsun" dese bile sempati duymam ortaçgil kadar kendilerine.
#369003 drjivago | 23/12/2014 06:17
10
neyse metalika dur durak bilmiyordu. eski tüfekler oldukça hızlıydılar. seks e çok yaklaşmıştık. seks in kokusunu alıyordum. metalika da dişini tırnağına takıyordu. nihayet seks i görmütmü bir dere kenarında, üzerine doğru sürdüm metalika mı. görünce ormana daldı, peşinden biz de daldık. fakat seks yine yaptı yapacağını gözden kayboldu. ona bu kadar yaklaşmışken kaçırmak istemiyordum. "ne yapıcaz söylesene metalika" dedim gruba. solisti olan sakallı "abi bak ikidir uyarımıyorum ama artık yeter. biz metalika değiliz judas priest iz dedi, ne metalika sı!" diye veryansın etti. işte o an yaşlı bilgenin bana kulübede söylediği anlamlı sözleri tekrar düşündüm ve solistin başını okşayarak "boşver abi gitarla müzik yapıyorsunuz hepiniz. benim gözümde hepiniz birer metalikasınız" dedim. bunun üzerine solisti sevindi ve "ben ormanın çıkışını biliyorum, kestirmeden gidip önünü kapatalım onun" diyerek tepelere doğru sürdü bizi. saatlerce gittik. "oğlum bak sabahtan beri dolandırıyorsun. sakın sen yolu kaybetmiş olmayasın da çaktırmamaya çalışıyo olmayasın" diye çıkıştım. "abi çıkışa varınaz da allah vere de seks bizden önce kaçmamış olsun. çok ağırlığımız var yavaşlatıyor bizi. ağırlık atmamız lazım." dedi. "oğlum ne ağırlığı, bi ben varım kendimi mi atayım. saçma saçma konuşma" dedim. "abi en azından donu, pantulu atsan... elden ne geliyorsa artık, yoksa kaçırcaz bak" dedi. "canıma minnet" diye düşünüp sıyırdım attım. en sonunda ormandan çıktık ama seks ortalıkta gözükmüyordu. geceyi orda geçirelim mi geçirmeyelim mi diye tartışırken yanımızdan çok hızlı bişey geçti. dikkatlice bakınca sırtında birini taşıyan manu chao olduğu anlaşılıyordu. derhal takibe aldık manu yu. manu ilerde ki ne olduğu tam gözükmeyen toz bulutunun içine girdi. buluta doğru sürdükçe gördüklerime inanamadım.
#369004 drjivago | 23/12/2014 06:18
11
bir sürü adam, metalıka sından, nirvana sına, picasso dan, bukowski sine, rimbaud undan, rodin inine bir sürü sanatçının sırtına binmiş seks i kovalıyordu. adeta bir sürek avıydı bu yaşanan. tam o sırada herkesin gittiği istikametin tersine giden bir kalabalık geçti yanımdan. şarkı söyleyip danseden kaslı şen denizciler kucaklarında tanıdık bi yüzü güle oynaya taşıyordu. bu kişi mahalleden menderes abi den başkası değildi. dehşetle "menderes abi haaaaaayyyyyyyyır" diye bağırdım. "umut avalla bildiğin gibi değil, yanlışlıkla bindim bunlara" diye özür dileyerek yitip gitti... daha şaşkınlığımı üzerimden atmadan çok yakın arkadaşım burak saka yı harun kolçak ın sırtında gördüm. "ulan burak kafanı skim senin. harun kolçak la mı yakalayacaksın seks i. daha şahane bişeye binsene lan" diye kızdım. "oğlum 90lara duyulan özlemden sonra harun çok hızlandı lan. valla sen kendine yan" dedi ve beni geçti. "napıyoruz lan biz?" diye düşünüp, kendimden de oradaki herkesten de tiksindim. ayrıca koskoca kalabalıkta tezcanlı gibi tek çıplak bendim. herkesten çok kendimden tiksindim. bu sırada eski dostla ortaçgil le gözgöze geldim. sırtında kulübedeki yaşlı bilge vardı. oldukça mutsuzdu o da... yaşlı bilgeyi tutup sırtından attım bülent in. "yürü abi eve gidelim" dedim. "umutçuğum ben çıplak ete dokunamam" dedi ve "kusura bakma bindirmem seni sırtıma" diye ekledi. "sen bin abi benim sırtıma o zaman" dedim. hemen bindi. eve doğru yola çıktık... ' umut sarıkaya / mavi kuş
#369005 drjivago | 23/12/2014 06:19