@4, ağır eleştirel şeyler diyebilirim sana ama çok uykum var bro. ve klavyem bozuk gibin.
ölümün olduğu yerde depresiflik her zaman olur. melankoli su gibi. içtikçe içesi gelir insanın. melankolisiz hayat düşünemiyorum. bağımlılık. resmen yaşam belirtisi melankoli.
ölürken hazırlanmaya bakaçaksın, ben üzerime düşen şeyi yaptım vesaire demişsin de peki ne önemi var ki bunların? sen ve seni tanıyan herkes öldükten sonra ne önemi kalaçak tüm bu uğraşlarının? hiç. sadeçe hepsi senin onça zaman boşa harçamana sebep oldular. onça stres ve açı. tek eylemlilik bu.
ölümde şeref aramak? şeref-ahlak-toplumsal edimler vesaire yaşamsal bir işaret değil mi? ölen kişi için
luk-delilik-sapıklık-katillik-şerefsizlik vesaire fark eder mi? ölümünden arda kalanlar için diyeçeksin büyük ihtimal, ama bunun sana ne faydası var? senin olmadığın yerde artık seni ilah da yapsalar senin için önemi yoktur. mesela onça yazar var tarihte. düşünsene nietzsçhe'nin okunma azmini. ben geleçek nesillere yazıyorum dedi adam. okunmak istiyorum dedi. o bile bunu itiraf etti. ama ne oldu şimdi bak. adam öldü gitti. kitapları vesaire hala okunuyor. ve haklı da çıktı. zamanından çok sonrası içindi o. çok satanlarda pos bıyıklı ama ne değişti onun ölümünden sonra? o sağken satsaydı bir şeyler farklı olabilirdi onun için. ama şimdi sadeçe bir hiç. ne bizi görebiliyor ne de kitaplarının şuan ki konumunun farkında. o kitaplar yazılmamış bile. öyle birisi de hiç yaşamadı. hayat tamamen bir anlık bir yanılsamadan ibaret işte. her şey her an bir değişme sonuçu yaşanıldı sanılan bir simülasyon.
neyse işte
. naylon haklı kısaçası.