teocuğun serin sürüklenme hikayesi

  1. 1
    Orta halli bir ailenin ilk çocuğu, babaannemin ilk erkek torunu olarak doğdum. Biraz önemliydim yani o tarihlerde; el üzerinde tutulmuşum hep. O tarihlere dair hatırladığım tek şey duvara asılı olan beşiğimdir. O beşiği hatırladığımı söylediğimde evdekiler şok olmuştu; kundakta bebektim sonuçta. sansür emin beni oraya yatırdığı çok iyi hatırlarım ki kendisine dair hatırladığı tek şey budur. O beşikte yatmayı sevdiğimi çok net hatırlıyorum. Dedim ya; orta halli bir aile. Ben aşağı yukarı 2 yaşıma geldiğimde sonunda uğurlu gelmeye başlamışım. İnşaat makineleri üzerine ticaret ve bir sürü ıvır zıvır yapan babamın işleri oldukça fazla açılmaya başlamış. İş üzerine iş, ihale üzerine ihale. Yeni ev, yeni sansür lar. Hatırladığım ilk sansür fıstık yeşili bir mercedes’dir; ilk olduğu için ilgim vardı sadece. En sevdiğim ise siyah audi. Motor sesine resmen bittiğimi hatırlıyorum. Gelir seviyesi arttıkça doğal olarak yetiştirilme şartlarınızda değişiyor. Anadolu yakasının en elit yeri olarak tabir ettiğimiz Bağdat Caddesinin Göztepe tarafında geçti tüm çocukluğum. Çok iyi şartlarda, çok iyi aile terbiyesiyle, her zaman kaliteli yerlerde yaşayarak geçti o günler. ilk ve orta okulumu da orada okudum. Evet çok iyi şartlar vs. dedim ama asla ailenin şımarık çocuğu olmadım. Her istediğim alınıyor ancak nereden nasıl hareket etmem gerektiğinin bilinci de kişiliğime yükleniyordu bir yandan. Çok paylaşımcı bir çocukluk geçirmişimdir. Kaldığımız devasa eve sürekli kuzenlerimi ya da arkadaşlarımı davet edip çok eğlenirdim. Hatta bazı saçma salak oyunları hatırlıyorum da utanıyorum biraz. Tek haftasonu boş geçmezdi; mutlaka birileri kalırdı evde.
    #452506 teodosic | 27/03/2015 23:00
     
  2. 2
    reserved
    #452508 naylon | 27/03/2015 23:00
     
  3. 3
    orta halli bir yazı. az daha uzun olabilirdi. ama yine de artı.
    #452509 ikinci nesil | 27/03/2015 23:01
     
  4. 4
    rezerv mi alıyoduk la ?
    #452515 anexeiss | 27/03/2015 23:03
     
  5. 5
    devamı gelir herhalde okumadım ama bu kadar kısa olmasın aq
    #452517 naylon | 27/03/2015 23:04
     
  6. 6
    Ama her güzel ve bolluk içinde geçen bir dönemin sonu vardır ya; öyle oldu işte… Ecevit döneminde yaşanan 2001 krizi her şeyi alt üst ederek dibe çekti. O dönemleri yaşayanlar hatırlar, büyük bir karmaşa hakimdi piyasa. Aşırı etkilendi işlerimiz. Babamın o dönemdeki ruh halini ve duruşunu hatırlıyorum da hiç iç açıcı gözükmüyordu. Yaşanan bu kriz sürecini oldukça büyük zararlarla atlattık ve yine yolumuza devam ediyoruz derken başka büyük bir darbe yendi; depoya hırsız girmişti. Gecenin bir yarısında alarm şirketinden gelen telefonun sesini hala hatırlarım. Şimdiyle kıyaslarsak aşağı yukarı 200 bin TL tutarı depodan mal kaldırıldı. Adamlar resmen kamyon dayayıp ne var ne yok toplamışlar. Hatta toplayamadıklarını yol kenarlarına bırakmışlar… Kriz üzerine yediğimiz bu darbe artık dibe gömmüştü bizi. Evet aile zorluğu biliyor ancak 2 sene gibi kısa bir süre içinde elinizdeki her şeyin eriyip gittiğini görmek doğal olarak psikojik durumları alt üst ediyor. Psikolojik durum derken moral seviyesinden bahsediyorum. Aile içi şiddet, bağırma çağırma gibi şeyler asla ve asla bizim ailemizde yer almadı. O dönemlerde artık şans güldüğü bir ihale geldi. Bugünün parasıyla 5 milyon dolarlık bir iş… Tüm her şey toparlayacak ve geleceği de garanti alınacak bir işti. İhaleyi açan firma bizle yıllardır iş yapan ve sektörde bizden başka hiçbir firmayı tercih ettiği görülmeyen bir firmaydı. İhaleyi almamamız için hiçbir sebep yok yani ortada. Görüşmelerin yapıldığı tarihte babam İstanbul dışında olduğu için ortağımız Haluk amca ilgileniyordu. Haluk amca 45 yaşlarında, suratı hep kızarık ve rakı manyağı bir adamdı. O dönemlerde yaşadığımız sorunları onu babamdan daha çok etkilemiş ve alkol problemi olmasına yol açmıştı. Cemaat ile içli dışlı ihaleyi açan firmaya görüşmeye alkollü gitmiş Haluk amca…
    #452520 teodosic | 27/03/2015 23:06
     
  7. 7
    okudum. çalıntı bu telif hakkına başvuracağım.
    #452521 gideniaratmayanadam | 27/03/2015 23:06
     
  8. 8
    Bir kazık da Haluk amcadan yedik. Bu davranışı yüzünden işi bize vermediler. Büyük kavgalar oldu. Adam resmen geleceğimizle oynadı; hala affedememişimdir kendisini. Eskisi kadar iyi durumlara gelmek için son umutta böylece 3-4 duble rakı uğruna gitmişti. Bu olaydan sonra babam ile Haluk amca arasında sık sık kavgalar yaşandı. Hatta ilk iş hayatına girişim de bu sayede başlamıştır. Babam İstanbul dışında olduğunda –ki sık sık giderdi iş için- benden ofiste durmamı istedi yaz döneminde. Ofiste tüm gün oturur gazete okur ve gelenin gidenin hesabını, kayıdını tutardım. Akşam babama resmen rapor hazırlar verirdim. Yine ofiste boş boş oturduğum günlerden birinde Haluk amcanın gizli gizli rakı içtiğini gördüm. Belki 1 duble içer bırakır dedim ama durmak bilmedi. Babam böyle bir şey olması durumunda haber vermem için özellikle tembihlemişti. İş ahlakı oldukça yerindedir; iş yerinde ve iş saatinde alkol tüketilmesini tasvip etmez. O gün İstanbul dışında değildi; Avrupa yakasına geçmişti. Haluk amca sarhoş olduğu için aramak zorunda kaldım kavga çıkacağını bile bile. Aradım ve söyledim. 1 saat sonra babam geldi. O içeri girişini hiç unutmam, aşırı sinirliydi. O gün ortaklığın son günü oldu; babam sağlam bir dayak atmıştı Haluk amcaya; komşular ayırdı. Bu olaydan da sonra hayat şartlarında oldukça büyük devrimler oldu. Artık oturduğumuz evin kirasını karşılamakta zorlandığımız için İçerenköy’e taşındık. Babam kendi yerini açtıktan sonra tüm iş yaptığı insanlara bilgi verdi ancak Haluk amcanın yaptığı tüm piyasada duyulmuştu tabi. Kolay kolay kimse çalışmak istemiyordu bizle.
    #452530 teodosic | 27/03/2015 23:10
     
  9. 9
    haluk amcanın aq
    #452534 ayca ve ofkeli | 27/03/2015 23:11
     
  10. 10
    İçerenköy’e geçiş evresi benim için resmen travmadır. Artık yaşamam gereken çevreyi benimseyemiyor, kabullenemiyordum. Her duruma, şarta, insana, ortama ayak uydurabilen ben, bu semte ve insanlara ayak uyduramıyordum. Bambaşka bir sosyal çevre ve görgü sonuçta. Lise dönemlerinde de hep insanlara karşı mesafeli oldum; okulun farklı çocuğu olmuşumdur hep. Farklı derken; asosyal ve ya kabul edilmeyen değil. Sınıf farkı olarak görebilirsiniz. Yakın olarak gördüğüm 3-5 arkadaşım oldu ve onlarla da hala görüşürüm. Geri kalanlara hep mesafeli olmuşumdur. Aynı sokaktaki çocuklar ile de günümüzde 1 tanesi hariç iletişimim kopmuştur mesela. Yıllar geçtikçe işler daha da kötü hale giriyordu. Gerçekten çok çok zor durumlar yaşadık. Ekonomik anlamda yaşadığımız durumlar bizi bir “aile yapmak” konusunda bozamadı. Psikojik zorluklar oldu ancak bunlar asla bireylere yansıtılmamaya çalışıldı. Günümüze doğru yaklaşıldıkça işler toparlandı ve toparlanmaya da devam ediliyor tabi ama eskiyle kıyaslarsak şartlar aynı değil. Babamı zamanında yapmadığı yatırımlar, düşünmediği işler sebebiyle suçlarım aslına bakarsınız ama yüzüne hiç söylemedim bunu. Haftada bir sansür değiştirmek yerine geleceğe yönelik yatırımlar yapılabilirdi. Ancak bu yönde bir suçlamayı babaya söylemeyi doğru bulmuyorum. Bunu söylemek resmen geleceğimin daha da iyi olmamasının sebebi sensin demektir ve bu gerçekten çok ağır bir suçlama olur. Her ne kadar doğru olsa bile. Bu sosyo-ekonomik geçişlerin bana kattığı çok fazla şey olduğunu düşünüyorum. Her türlü statüden, her çeşit insanı tanıdım. İnsanları tanımayı bıraktım; her türlü hayat biçimini yaşadım. Yukarıdan aşağıya doğru inen bir ivmeyi yaşamak her insanın kaldırabileceği bir şey değil ama ben yeterince ayak uydurdum. Bir çok zorluğu da, bolluğu da gördüm. Günümüzde bu kadar hayat tecrübem olması, gerek sosyal ilişkilerim anlamda, gerekse de iş hayatımda faydalı oluyor. Problemlere bakış açımda daha proaktif yaklaşmamı sağlıyor. Gördüklerim ve yaşadıklarımla söyleyebileceğim tek şey; nerede ve ne durumda olduğunuza güvenmeyin. Yaşadığınız zorluklar sizi asla yormasın. Ya da yormasın doğru kelime olmadı; pes ettirmesin. Pes etmeye kalksam ya da kalksak muhtemelen bir aile mezarlığına çoktan gitmiş olurduk. Çalışıldı, toparlandı ve toparlanmaya devam ediliyor. Ve en önemlisi insanlara insan olduğu için bakabilmeyi öğrenin; değer yargılarınız kendinize özel olsun.
    #452552 teodosic | 27/03/2015 23:16
     
  11. 11
    şununla okuyunca tam bir aksiyon şöleni oluyor www.youtube.com/...link
    #452553 anexeiss | 27/03/2015 23:16
     
  12. 12
    arkadaşlar üzerinden geçmeden direk yolladım; yazı içerisinde bir hatam varsa kusura bakmayın.
    #452555 teodosic | 27/03/2015 23:17
     
  13. 13
    okudum ve seri artıladım.
    #452558 ikinci nesil | 27/03/2015 23:18
     
  14. 14
    aq benle tanışıp hayatının değiştiği bölüm nerde eksi
    #452564 ayca ve ofkeli | 27/03/2015 23:19
     
  15. 15
    sonuç olarak; 2001 krizini yaşayan ailelerin çocukları ki bizzat şahit olmuş biri olarak söyleyebilirim ki, şu an en cesur olanlardır. varlığı yokluğu bilenlerdir. sağ ol teo 14 yılım gözümün önünden geçti.
    #452569 gideniaratmayanadam | 27/03/2015 23:22
     
  16. 16
    başlığı okuyan da direkt kötü yola düştü sanır sansür xd
    #452581 anexeiss | 27/03/2015 23:27
     
  17. 17
    wolf of wall street
    #452582 ayca ve ofkeli | 27/03/2015 23:27
     
  18. 18
    oha ben şok. tamamını okumadım bi gözgezdirdim de, göztepede büyümek, ve içrenköye taşınmak.. ve diğer anlattıklarını birebir yaşadım. yandex.com.tr/...link
    #452656 atthenirvanawithnirvana | 27/03/2015 23:52
     
  19. 19
    özet yok. okuyanı sansür sinler.
    #452666 yonetici adayi | 27/03/2015 23:55
     
  20. 20
    caddeden içerenköye taşındığımda, yaş 14 tabii millete ataşehir derdim. carrefour'un oralarda falan.*. duygulandırdın panpa şukular şelale.
    #452670 atthenirvanawithnirvana | 27/03/2015 23:57
     
  21. 21
    ulan ben bunu üşenmeden nası yazdım acaba ? hangi kafayla :)))))))))))))))))))))))))))))))))))
    #453226 teodosic | 28/03/2015 14:43
     
iv> iv> iv> >