3
Sevgili Bayan Milena,
Size Prag'dan sonra Meran'dan yazmıştım. Karşılık vermediniz. Gönderdiğim o pusulacıklara karşılık beklemem yersiz, biliyorum. Yazmadığınıza bakılırsa iyi olmalısınız; bizler çoğunlukla iyi olduğumuz zaman susarız, böyle ise sevinmem gerekir. Bir şeyden kuşkulanıyorum, yalnız onun için yazıyorum bugün.
Sakın kırmış olmayayım sizi? (Ne kaba bir elim olmalı ki isteklerime böyle aykırı davransın.) Ya da -daha kötüsü- "Bugünlerde biraz soluk alıyorum." demiştiniz, belki bu iyi günleriniz geçti, gene sıkıntılarınız başladı belki, kim bilir? Sizi kırmış olmam kuşkusu yersiz, biliyorum. Söyleyecek sözüm de yok bu konuda; ama rahatsızsanız, ne fena, öğüt de veremem -Ben kim, öğüt vermek kim?- yalnız şunu sormak istiyorum: Neden biraz ayrılmıyorsunuz Viyana'dan? Başkaları gibi yurtsuz değilsiniz ki! Bohemya'ya gidip dinlenemez misiniz? Ama belki bilmediğim nedenlerden ötürü Bohemya'ya gitmek istemezsiniz, öyleyse başka bir yere gidin... Meran'a gelsenize! Hiç geldiniz mi buraya?
İki şey bekliyorum sizden: Ya sürecek sessizliğiniz, bu demektir ki: "Üzülme, iyiyim." ya da yazacaksınız bana.
Ne tuhaf... Yüzünüzü bütün ayrıntılarıyla getiremiyorum da gözümün önüne, pastanede masaların arasından geçip gidişinizi çok iyi anımsıyorum. Biçiminizi, giysinizi görür gibiyim.
Candan Kafka
evet, buydu.
#110613 skyrunner | 30/05/2013 09:53