kutup roman
- 38ve devam etti, "aydınlık bir kavanozun geçirdiği sahra güneşi ışığı gibi aydınlatıyorsun sanatınla bizim gibi, karanlık gölgeleri zihninden yüzüne petrol gibi akan insanları. içimizden çıkan bu kokulu kara sıvıyı sanat aşkınla yakıyorsun, her birimizi birer entel çırasına çeviriyorsun. sayende yandık amınaki... ne diyeceğim ele güne, derken, şimdi tam aksine başka akisler yankılanıyor kulaklarımda, sana memelerine ve sanatına dair..."