1
bugün bir müşterimle dertleşirken dedim kitapçının adını değiştireceğim bilader. şaşırdı, sordu soruşturdu. dedim artık hüzün olmasın kitapçıda. üzüldü, şaşırdı, bir daha şaşırdı. ve kitapçının hüznü giderse ne kalır geriye diye ıslak gözlerle bana baktı.
tabi kolay değil, yıllanmış bir ilişkimiz var, kaç kitap tavsiye etmişim kim bilir, kaç güzel kitap vermişim herife. o acılı bakışları unutmayacağım. ancak karar bu, alındı mı olacak. ama avutsun diye kendini gerçeği açıkladım sevgili müşterime; "hüzün bu tabelada olmasa da hep içimde yaşayacak..." bunun üzerine derin bir soluk aldı müştericiğim. dedi ki "mirim çok yaşa..." sırtıma dostça dokundu ve gülümseyerek huzur bulmuş bir şekilde müsademi istedi. pek az bilinen ama pek güzel olan bir kitapla yanımdan ayrıldı. hüzünle baktım arkasından ama sonra silkindim. "hüzün, sadece içimde yaşayacak..." dedim.