dakika 88 beyler. kısmet ayağıma geldikçe ben kaçırıyorum. olmuyor
, bir türlü kaleye girmiyor. kaçırdıkça kaçırıyorum. iyice deliye dönmüşüm. bu arada sinirim geçti, üzüntüye dönüştü. yok yok bugün sana ekmek yok diyorum. naparsan yap hiç bir
olmaz diyorum.
dakika 89 sağ tarafta ceza sahası dışından serbest vuruş kazandık. içeriye girdim beyler. hareketliyim. normalde kafa toplarıyla aram iyi değil. ayaklarımı iyi kullandığım için kafa topu yönünden zayıf kaldım. boyumun uzun olduğuna bakmayın.
neyse ben ceza sahası içinde yerimi aldım. bizim kaptan iri yapılı. ben öne doğru hareketleneceğim, sen arkamdan gel dedi. klasik çalıştığımız yan toplar işte. bir iki kişi öne doğru hareketlenir, defansı bozar, arkadan gelenler topa vurur. bende bizim kaptana yakın oynuyorum. ceza sahası karışık. orta geldi beyler. kaptanın hareketlenmesiyle onların iki defans oyuncusu kaptana yaklaştılar. bu arada önümde bir kişi var ama boyu benden 10 cm falan kısa. beraber kafaya çıktık, vurdum, hazırlık maçında attığım gol gibi sol üst direkten içeri girdi. :))
hemen kaptanın yanına koştum, sırtına atladım. :)) ama fazla sevinmedim neden bilmiyorum, çok sinirli olduğum için galiba. kardeşimle arkadaşları selamladım tribünde. maç da böyle bitti beyler. 5-1 kazandık. o esnada şunu bir kez daha anladım ki ne olursa olsun pes etmemek, mücadele etmek gerekiyormuş.