164
dakika 8 de inanılmaz bir gol kaçırmışlardı. rakip takımın hocası onları alkışlıyor, afferin oğlum, biraz daha dikkatli ve sakin oynayın deyip kenardan telkinlerde bulunuyordu. bizim hoca ise ufaktan terlemeye başlamıştı. top auta çıktıktan sonra hışımla kendisine ayrılan yerin dışına çıkıp bağırmaya başladı. kaptanımız ise daha maçın başı olduğu için kimseye kızmadı ancak oda bu pozisyondan sonra daha dikkatli oynaması gerektiğini anlamıştı.
dakika 13 yavaş yavaş oyunu rakibin üzerine yıkmaya başladık. ve ilk dakikalarda hazırlıksız yakalandığımız gol pozisyonunun şaşkınlığını üzerimizden atıyoruz. sağ kanattan gelen ortaya vedat abi iyi yükselerek kafayı vurdu. top üstten auta çıktı.
dakika 15 presi yiyen rakip takım defansı topu kaptırınca murat ceza sahası dışından topa vurdu, kaleci son anda kurtardı.
dakika 22 ve 23 ard arda yakaladığımız iki pozisyonu iyi değerlendiremedik. özellikle vedat abi topu ıskalayınca kaleciyle baş başa kalma fırsatını kaçırmış olduk.
dakika 27 murat'ın ara pasıyla topla buluşan 9 numaramız topu sağ direğe nişanladı. özellikle bu pozisyonda taraftarlar ve ben gol diye ayağa kalktık ancak direk buna müsade etmedi.
ilk yarım saat tempolu oynuyorduk. özellikle onların yarı sahasında pres yaptığımızda hata yapıyorlardı. dedim ya genç oldukları için sürekli hata yapıyorlar. ancak golü bulmamız lazımdı. golü atarsak rakip çözülecek ve bu sefer daha rahat bir futbol oynayacaktık. gol atamadıkça ise takımın sinirleri biraz daha geriliyordu.
çünkü ilk defa bir maçta bu kadar tempolu oynuyorduk ve takım bu tempoyu 90 dakikaya kadar taşıyamazdı. 60-65 dakika bile taşıyacağını düşünmüyordum. Sıcak ve tempo iyiden iyiye hem takımın moralini bozacak, hem motivasyonunu düşürecek, hem de sinirlerini gerecekti.
ancak oynanan futbol iyiydi. ilk pozisyonun dışında yaklaşık yarım saat boyunca tek kale oynadık. ve maç devam ediyordu..