20
insan ile hayvan arasındaki fark şudur:
canlılar, hayatta kalabilmek için ortama, doğaya uyum sağlamak zorundadırlar. bu uzun bir süreçtir, adına da evrim deniyor. uzun uzun açıklamayacağım. hayvanların ortama göre özelleşmiş organları vardır ve bu sayede hayatta kalabilirler. insanın ise özelleşmiş organı aklıdır ve insan doğaya uyum sağlayarak değil, doğayı ihtiyaçlarına göre değiştirip dönüştürerek -emeği ile- hayatta kalabilir ancak. buraya kadar yazdığım şeyler cilt cilt ansiklopedi konusudur ama basitçe ayrım budur. bir aslan örneğin, yalnızca evrimleştiği, uyum sağladığı ortamda yaşayabilir, kutba koyarsanız ölür gider. insan ise emeği sayesinde her yerde yaşayabilir. neyse.
orman kanunlarına dönüş demek, toplumsal doğayı geride bırakmak demektir ki emekten yoksun olmak anlamına gelir. bu da insan için hayatta kalmanın imkansız olması anlamına gelecektir. herhangi bir alet üretmeyen insan bir hayvanı öldüremez örneğin, çünkü dişleri keskin değildir, pençeleri yoktur, hızlı koşamaz, zıplayamaz, gözleri kulakları keskin değildir. haydi öldürebiliyor diyelim, derisini yüzmeli, kendine kürk olarak kullanmalı yoksa donarak ölür.
bütün bunları bırakalım, orman kanunlarına değil, yalnızca uzakta bir kulübede basit aletlerle ilkel insan gibi yaşadığımızı düşünelim. yine de topluma ihtiyacımız olacak, ürememiz gerekecek, eşimiz, ailemiz olması gerekecek en kötü ihtimalle. hiçbiri yoksa en ufak hastalıkta ölüp gideriz zaten. ilacı nereden bulacaksın? ilkel dediğimiz insanların dahi binlerce yıllık alet yapma, yaşama deneyimleri vardır ve hepsi düşünce-toplum sayesinde aktarılır, öğrenilir ve uygulanır.