31
@37 öncelikle soyutlamaları bırakıp bütün olarak düşünüyoruz. mesela kaşık dediğimiz şey bizim kullanım amacımıza göre kavramlaşmıştır. oradaki şey kaşık değil, bir nesnedir. moleküllerden oluşur. diğer nesneler ve moleküller ile iletişim içerisindedir. onun sınırlarını sen belirlersin ona kaşık diyip, ama sonsuza kadar bölebilirsin kafanda. neden? çünkü o sonsuz bir bütündür, sen bölmektesindir onu. diğer şeylerden ayırarak, yani soyutlayarak. bu durumda esas olarak herhangi bir yerde son görebilmemiz zaten imkansız. çünkü bu "boşluk görmek" demek oluyor. oysa boşluk diye bir şey tanımı itibariyle var olmadığından bunu yapamıyoruz. aslında diyorum ki sonsuzluk, bir nesnenin sonsuza kadar bölünebilme ihtimali olarak anlatılabilir. gerçekte nokta yoktur derler ya. noktayı insan belirler. noktanın boyutunu da insan belirler. gibi.