17
@18 şöyle cevap vermeye çalışayım, dini kitaplar genel hatları belirler. diğer dinlerde de bu böyledir. tefsirden hadise, felsefeden hukuka, sanata kadar pek çok dalda da bu genel hatlar birbirinden ayrılarak detaylandırılır. günümüz hukukundaki normlar hiyerarşisindeki anayasa, yasa, tüzük yönetmelik, genelge olayı gibi.
felsefi temeller çürümüştür demişsin. felsefe yani düşünce, düşünce akımları, fizik yasaları gibi kesin hatları olan, kesin doğru ve yanlışları olan bir kavram değil. günümüzde teori, teorem olarak kabul gören kavramlar/etkiler vb ileride bir gün daha gelişmiş tekniklerle incelendiğinde çürütülebilirken, bu olasılık varken, felsefi kavramların yaşaması ya da çürümesi tamamen insana ve insanın uygulama yöntemlerine bağlıdır. geçmişte uygulanıp başarısız olmuş ya da başarısız gösterilmiş pek çok felsefi akım, hadi açalım yönetim sistemi, ekonomik veya toplumsal sistem uygulandığı günün şartlarında, o günkü toplumsal yapı içinde, insanlığın o güne kadar edindiği toplumsal zeka ve öngörü çerçevesinde belli sınırlara sahip insanların yönetiminde, yine bu sınırlara sahip bir topluma yönelik uygulanmış ve uygulanış şekline göre başarılı/başarısız addedilmiştir.
klişe bir örnek, kapitalizm kakadır, kötüdür çünkü insanı sömürür, insan ticaretinden organ ticaretine insanı insanlık onuruna yakışmayacak şeylere zorlar denir ya. işte buna karşılık insan hakları kavramı gelişmiş ve bu sömürüye her ne kadar, çok başarılı olamasa da ket vurmaya çalışmıştır. bu da toplumsal yapının en küçük birimine kadar etki edemediğini, insanların her ne kadar şikayet etse de sistemi savunduğunu gösterir. toplumsal farkındalık, toplumsal iradeye ulaşamayıp ortak hedef belirlemediği sürece eylemsel açıdan bir anlam ifade etmez.
sözü edilen islam felsefesini de bu açıdan ele almak gerek. hatta en baştan, islam nedir ile başlamak gerek. hem de islam ülkelerinden. çünkü, islamı yabancıların çoğunun anlamadığı, terörist olarak gördükleri bilinen bir gerçek, ancak daha kötü bir gerçek de islamı, "müslümanım" diyenlerin anlamaması. anlamayan insanlar ise anlatmak gibi bir eylemi başaramazlar. (sbkz: yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder) misali. ayrıca islamın yaşandığı toprakların sömürgeleştirilmesinin henüz çok taze olduğunu ve sömürgelikten hala daha kurtulamadığını da düşünürsek, bu sömürge sürecinde yaşanan toplumsal değişimlerin sömürgeci güçlerin etkisi ve yönlendirmesi ile gerçekleştiği, ortaya pek çok sahte hadis dahil dini safsatalar çıkarılığı ve hala yapay yaralarla bölgenin kaşındığı, bu nedenle toplumun doğal refleksleriyle bir türlü bu belayı atmayı başaramadığı gibi gerçekler de eklenince, islam felsefesinin çürümüş gibi görülmesi gayet doğal.
#264506 kutup | 30/07/2014 23:02