işin kötüsü arkamda kalan
ik ahmet arada ceketime asılıp duruyor, bir de utanmadan "hızlı yürü
senin yüzünden geride kalıyoruz" diyordu. lan ne işimiz vardı da gül gibi cafe - bar ortamını bırakıp buralara gelmiştik. bağıra bağıra küfretmeye başladım tarık itine. mustafa ve serhat kendilerini tutamayıp gülmeye başladılar. mustafa - lan olm zaten nefesimiz kesildi, bir de sen güldürüp götümüzü tıkama! nilay hemen önümdeydi. mustafa lafını bitirir bitirmez ettiğim küfürleri o da yüksek sesle tekrar edince, tarık hariç hep beraber gülmeye başladık.