mustafa nefes nefese girdi kapıdan. yüzünde bir gülümseme. mustafa -
! yok böyle bir mekan! ahmet - ne oldu lan!? mustafa - görmeniz lazım
! mezarlık.. tarık - (lafını kesti) süprizi kaçırma
! mustafa - tamam
! ne yapıyoruz şimdi!? ben - lan ne süprizi? tarık - diğerleri de gelsin. kahvaltı yapalım. sonra ben anlatırken beraber mezarlığa yürürüz. hem görmüş hem de öğrenmiş olursunuz. öylesi daha zevkli. ahmet - tansiyon basma lan! (mustafaya) hakkaten iyi mi lan? mustafa - delirecen
! gül ve serhat da oha lar çekerek içeri girdiler. gül tarık'ın omzuna kolunu attı. gül - lan oğlum helal sana be! sağlam mekanmış ha. hikayesi ne? bir özet te onlara geçildi. henüz göremeyenler olarak dışlandık sofrada önce.
ergen kafası başka oluyor. neyse. kahvaltı hazırlandı. yedik - içtik. sigara keyfinden sonra da tarık ayağa kalkıp "haydi bakalım ibneler, tebrikleri ve teşekkürleri alacağım tura başlıyoruz!" dedi. merak ve heyecanla peşine takılıp evden çıktık.