33
Adam abdestini almış. Aklı bulduğu kitaptaymış hala. Bir şekilde yalnız kalıp içerisinde neler olduğunu keşfetmek istiyormuş. Kızını kurtarma ümidiyle türlü türlü kurmuş kafasında. Zar zor akşamı etmiş. Karısı ve kızı uyuduktan sonra odunluğa gidip kitabı çıkarmış heybeden. Gaz lambasını yakmış. Bağdaş kurup kucağına açmış kitabı. İlk üç sayfası boşmuş. Sonraki 5 sayfaya birer cümle karalanmış. Sonraki 7 sayfaya da üçer cümle. Başa dönmüş. Boş sayfaların silindiğini düşünmüş önce. Belli belirsiz izler varmış sayfalarda. Sonraki beş sayfanın ilkindeki cümleyle başlamış okumaya. Eski arapça. Ses kıymetsiz kelimeler. Kuralsız bir cümle. Anlayamamış önce. Tekrar okumaya çalışmış. ?hemze! Pir! Sahip.. sahipsiz.. zamansız ve apansız ve amansız!? Sonraki sayfaya geçmiş. ?hemze! pir. Yeri han.. yerle yeksan.. yerle bir ve iki ve üç!? Bir tıkırtı duymuş cümleyi, bitirdiğinde. Telaşla kapatmış kitabı. Gaz lambasını kısıp arkasına saklamış yavaşça. Karanlığa gözlerinin alışmasını beklemiş. Odunluğun girişine düşen azıcık ay ışığında fark etmiş kediyi. Parlak kırmızı gözlerle kendisine bakıyormuş kenardan. ?mübarek hayvan, aklımı yitirecektim senin yüzünden. Tövbe yarabbi tövbe.? Gaz lambasını yeniden almış yanına. Açmış kitabı tekrar. Kaldığı sayfayı bulmuş. ?hemze! pir! İsmi pür.. bismi hür.. cismi iz, biz, sen, o, mahluk!? Anlamsız geliyormuş cümleler. İyice canı sıkılmış. Hızlı hızlı geçmiş sayfaları. Aralarda kitaptan surelerin akıl almaz biçimde çarpıtılmış yorumları dikkatini çekmiş. Sanki aynı şeyi başka yollarla anlatarak bambaşka sonuçlar çıkarıyormuş yazılanlar. Adam kedinin mırıltısını duyduğunda kitabın sonuna gelmiş bile. Kafasını kaldırıp kediye bakmış. Kedi kırmızı bakışlarını adamdan kaçırmadan tıslayıp uzaklaşmış.
#303563 gizli ulak | 18/09/2014 15:29