okey takımında tarık, mustafa, nilay ve gül oturuyordu. Serhat ve ahmet tavlayı açtılar. Ben de çaycıyım
! Mustafa çiftten bitiyor, çay koyuyorum. Serhat açılmaz kapı alıyor, çay koyuyorum. Dellendim bir süre sonra bastım isyanı: "amk bir daha çay isteyen olursa içine işeyip veririm, kalkın kendiniz alın lan!" gizli küçük şişe viskimi çaktırmadan fırtlıyordum bir yandan. dışarısı şahane esiyordu. tam yayla havası
. çocuklar gülüp eğleniyor, ben de onları izleyip kafanın hasını çekiyordum. gece olmuş haberimiz yok. saate bakınca fark ettim, herkes oyunda hala. "lan ne zaman döneceğiz?" dedim. Tarık - kirve bu akşam kalalım bence, asıl olay gecede. Mustafa - Ne lan saber, tırstın mı
!? Ben - lan
ik! bir taneniz gece şu küçük evin komşusu olduğunu unuttuysa ben de adam değilim. hepinizin götü üç buçuk atıyor şu anda. Ahmet - Doğru
. Oradan konuşuyor işte toraman! Mustafa - Oğlum cüsse var bende. Cin min alırım altıma! Nilay - O cüsseden değil tombişim, abazalıktan. Komple yarıldık
. Çok komik değildi ama hepimiz alkolün etkisindeydik işte. Geri zekalıydık
!