103
@119 paylaştığın yazıya cevap verdim önce. klavyem çok kötü iki parça olarak yazmak daha iyi geldi. burada yazdığına birazdan cevap vereceğim. "avcı toplayıcı toplumlarda sosyalleşme yoktu çünkü çıkar gütme ya da alışveriş kavramları da henüz gelişmemişti." bu sosyalleşmeye dair hatalı bir tanımdır. sosyalleşmek çıkar gütmek ya da alışveriş yapmak ile sınırlı değildir. burada nasıl toplumsallığın yadırganmaya uğrştığını, sömürü ile bağdaştırılmaya uğraşıldığını görebiliyoruz. avcı toplayıcı toplumlar geniş aileler halinde yaşarlardı, kolektif bir yaşantıya ve üretime sahiplerdi. zaten sosyalleşme de bundan başka bir şey değildir temelinde. "biri düşündü.ortaya bir fikir attı.uzaklara gidip toplamak yerine ekmeyi seçti ve toplumların tarım ve yerleşik hayatı böyle başladı. böylece tarım yapanlar yapmayanlara göre daha rahat bir yaşama kavuştu,sonra da etraflarını duvarlarla çevirip mülkiyet hakkını ortaya attılar.işte tam bu noktada dünyadaki savaşların kökeni bulunur:toprak kavgası ve mülkiyet hakkı. " öncelikle iş bu kadar basite indirgenemez. öyle birden bire düşünmek ve ortaya fikir atmak gibi yani. bu insanlığın ihtiyaçları ölçüsünde çok uzun bir süreçte gelişip oturmuş bir durumdur. öyle tek bir bireyin aydınlanıp ortaya fikir atması olarak açıklanamaz. sonralıkla özel mülkiyetin ortaya çıkması ile ilgili şu olay var: üretim tekniklerinin artması ister tarım de ister hayvanların evcilleştirilmesi de, geniş ölçüde bir artık ürün meydana getirdi. bu da ticareti canlandırıp önemli bir yere koyduğu gibi ticaret ile beraber bir zenginlik yarattı. özel mülkiyetin çıkışını böyle açıklarsak daha doğru olur diye düşünüyorum. ekleme olsun. ayrıca öncesinde mülkiyet yok diye bir şey de yok. üretim araçları ve insanların temel ihtiyaçları geniş ailenin mülkiyetinde ortak. bu doğal bir durum. yine çeşitli ürünlerde mülkiyet bulunmaktadır. öyle her şeyin ortak olduğu bir dönem yaşandı mı bilmiyorum. ayrıca mülkiyet öncesi toplumu güllük gülistanlık zannetmek de hatadır. yoksa zaten ileri teknikler gelişmez, ürün fazlası ortaya çıkmaz, ticaret gelişmez, zenginlik oluşmaz, özel mülkiyet ortaya çıkmazdı. bunlar ortaya atılan fikirler değil, insanlığın gelişiminin bir sonucudur. hastalıklar, yırtıcılar, açlık, doğal felaketler, saymakla bitmez dertleri vardı ilkel insanın. tekniği ilerleten şey bu olmuştur. "daha sonra daha fazla insanın düşünmesiyle teknoloji ortaya çıktı ve bunun sonucunda da üretimi hızlandıran üretim araçları icad edildi.bu durum da üretim araçlarının sahiplenilmesiyle sosyal sınıf kavramını ortaya çıkardı:işçi sınıfı ve sermaye" burada yine insanlığın gelişimi düşünceye hatta bireylerin düşünmesine yoruluyor. bu oldukça idealist bilim dışı ve hatalıdır. üretim tekniği insanlığın en başından beri gelişmektedir. özel mülkiyetten sonra ortaya çıkmamıştır. uzatmamak için basitçe yazılmış sanırım fazladan eleştirmeye gerek görmüyorum o yüzden. çünkü çok basit ele alınmış gerçekten. "anarko-primitivizme göre çözüm geriye gidiştedir.teknolojisiz bir hayat, sosyal olmayan küçük insan toplulukları ve avcı-toplayıcı yaşam tarzı insanlığın kurtuluşudur. " işte bu insanlığın gelişimini yadsımak demektir. bütün bu gelişimin seçimler sonucu olduğunu, düşüncenin ve bireyin fikirlerinden yola çıkıldığı filan zannedilmektedir. neden geriye gidiyoruz? neden ileriye gidip gelişmiş teknikler ile insanca yaşanabilen bir toplum hayal edemiyoruz? sosyal olmayan insan toplulukları zaten saçmalık. ayrıca insanlar yine doğal gelişimlerini takip ederek ürün fazlası yaratan teknikleri keşfedecek ve yine aynı problemler meydana gelecektir. burjuva bireyciliği ve idealizminden sıyrılamamış bir görüş bu maalesef. gelişimi yok sayarak bizzat doğa kurallarına karşı duruyor hatta. zira her şey değişir ve dönüşür, hareket her zaman ileriye doğrudur. evren sürekli bir gelişim içerisindedir. zaten tam olarak ilkelliğe dönebilmek için bütün kültürel mirası yok etmek gerekmektedir. ve yine hastalıklarla boğuşulan, insan hayatının kırk yıl olduğu, doğan çocukların çoğunun öldüğü, yırtıcılardan felaketlerden en ufak doğa olayından bire korunamadığımız bir döneme dönmeye uğraşıyoruz. insanlar bunları aşabilmek için yine tekniklerini ilerleteceklerdir. görüş çok basit aslında: hayattan memnun değiliz. öyleyse her şeyi yıkalım. zaten sonda paylaştığın maddelerde de çözüme dair hiçbir şey sunulmuyor. öyle de olabilir, böyle de. düz mantık yıkılsa daha iyi olur denip geçilmiş. garip yani kısaca.