evet
tan bir yazı yazmaya hazırım.
şimdi geleceğe gidiyorum 20 yıl belki de 30 yıl sonrasına. kendim hakkında pek bir bilgim yok fakat bugünleri hatırlıyorum. düşük aldığım sınavları, aşık olduğum kızları, pişmanlıklarımı, severek yaptıklarımı... sonra tekrar başlıyorum düşünmeye;
hangisinin önemi var?
sonunda öleceksek yaşamanın ne önemi var? öldükten sonra yaptıklarının ne anlamı kalacak? amına koduğumun dünyasında ne
yemeye yaşıyorum lan ben diyeceğim kendime. henüz demiyorum ama.
heh sonra mutluluklarım gelecek aklıma. işte yaşamak için bir sebep. sonra tekrar düşüneceğim. hangi mutluluk şuanda hayatımı etkiliyor? yine yok. tam iyi bir sebep bulmuşken onu da
tim. yani gelecekte kendime bakınca umut görmüyorum. iyi de niye yaşıyorum ki o zaman?
evet cevabı buldum. mutluluk umudu. mutlak cevap bu olmalı. geçmişte yaşadığım her şey ne kadar kötü olursa gelecekte yaşayacaklarıma bakış açım da o kadar umut dolu oluyor. niye böyle oluyor
? neden sadece umutlara yapışabiliyorum? hem de olmayacağını bile bile.
diğer insanların benim göremediğim neyi görüyor kendi hayatlarında? nasıl bu kadar güleryüzlüsünüz lan? nasıl?
heh mesela bu yazı, bu yazı şimdi o kadar mantıklı(!) geliyor ki bir
ı eklerken bir öncekini niye yazdım düşünüyorum. niye bu kadar sokuk bir durumdayım hiç bilmiyorum. keşke piyango falan çıksaydı mesela. zengin doğmak istemezdim. zengin doğsam yine mutsuz olurdum. ancak fakir doğup zengin olmak cennetten bir flash görmek değil midir? vadedilen topraklar...
sonuçta şuraya varıyor düşüncelerim; insanları hayata bağlayan tek şey ölüm umudu bence. 2 yaşımdan beri biliyorum insanların öleceğini. bu da bana hayatımı güzel yaşamam gerektiğini dikte ediyor. o kadar güzel yaşamalıyım ki sonunda ölmeme rağmen bir şey ifade etmeli hayatım. peki ya hiç ölmeyecek olsaydım? o zaman her şey daha
gibi olurdu. hatta o kadar
gibi olurdu ki tek amacım ölmek olurdu.
günümüzde herkes pollyannacılık oynuyor. yeni doğmuş bir erkek ve bir dişiyi başka bir dünyaya koysak yeni bir hayata başlasalar( evet imkansız ben de biliyorum) ahlak kuralları orada olmasa, medeniyet orada olmasa, insanlık orada olmasa, oradaki hayat da bu kadar
tan mı olur? onlar da benim kadar mutsuz mu olurlar? yoksa bilinçsiz bir şekilde mutlu mu yaşarlar?
her zaman hiç varolmamış olmayı istemek mutsuzluk mudur?