@15 başarısızlık ve haksızlık kavramlarını yanlış pozisyonda kullanıyorsun.
başarısızlık, haksızlık gibi görülmez.
haksızlık adı verilen kavrama, bir araç gözüyle bakman gerekiyor.
başarısızlık ise, bunun bir sonucu...
sen, "başarısızsınız, haksızlık değil sizin sorununuz," demişsin.
bu yanlış.
o hâlde bu başarısızlığı bir nedene bağlamalısın.
beşiktaş'ın son dönemlerde başarısız olduğunu zaten ben de kabul ediyorum.
bunu kabul ettiğim için "hakkımız yendi," diyorum.
başarılı olduğumuza inansaydım, öyle demezdim.
ve nihayetinde bahsettiğim gibi, bu başarısızlığımızın sebebidir
haksızlık adı verilen pititi...
2012-2013 sezonundan bugüne 80'e yakın maç oynamış beşiktaş.
ve sadece 4 penaltı kazanmış.
bu süreçte; fenerbahçe'ye 26, galatasaray' 23, trabzonspora ise 21 penaltı verilmiş.
yanısıra bu sezon, toplamda 5 kırmızı kartımız var.
senenin açık ara en iyi futbola sahip olduğu söylenen takımından bahsediyoruz bunlardan bahsederken...
ve sen bana "beşiktaş'a haksızlık yapılmamıştır," diyorsun.
yani açık söyleyeyim, bu tabloyu yorumlamak için fanatizm veya objektivite kavramlarının herhangi bir fark yaratacağını düşünmüyorum.
son 4-5 sezondur istanbul'da oynanan neredeyse tüm beşiktaş maçlarına gittim.
neredeyse dediğim ise, kasımpaşa'nın stadında oynanan maçlar...
sadece oradakilere gitmedim, gitmem de...
ve bu maçlarda çıplak gözle gördüğüm şeyler var...
sonrasında eve dönüyorum ve televizyonda da bazı şeyler görüyorum.
ya, böyle detaya inmekten falan hoşlanmam ama...
fenerbahçe'nin stadında oynanan,
cüneyt çakır'ın hakem olduğu,
ilk yarıda raul meireles'in kırmızı kart gördüğü,
devreyi 3-2 önde tamamladığımız,
ikinci yarıda fenerbahçe'nin şaha kalktığı
ve caner erkin'le girdiği mücadelede necip uysal'ın ikinci sarı karttan atıldığı bir maç vardı.
belki hatırlarsın?
3-3 berabere bitmişti maç.
dirk kuyt kafayla atmıştı beraberlik golünü...
o maçı,
necip uysal'ın pozisyonunu,
akşam lig tv'de yapılan yorumları falan görmeni isterdim.
caner erkin, necip uysal'ın; necip uysal ise, caner erkin'in formasından tutup koştururlarken necip'e kırmızı kart çıkınca;
maraton'da necip uysal'ın ikinci sarısının geçerliliğine nasıl da kulplar arandığını...
hiç öyle gökhan töre'lere, emre belözoğlu'lara, fuck off'lara falan gitmeye gerek görmüyorum bak?
artık bunlar bizim için hiçbirşey değil...
garipsemiyoruz da pek...
biliyoruz ki, çıktığımız 34 maçın 30'una, 11'e 17 başlıyoruz.
hayırlısı elbette...