evet. niye mi? en basitinden şöyle anlatayım;
çınar diye bir yer var denizli'de tam göbeği şehrin. bir çok iş yeri, esnaf dolu. bunun ara sokaklarından birinde annemin arkadaşının sekreterlik yaptığı bir dişçi muayenehanesi vardı. fatma teyze
* oraya ilk başladığında
* annemle ziyarete gitmiştik geçerken. dişçi amca yeni muayeneden çıkmıştı biz geldiğimizde. benim elimde elma şekeri vardı löpür löpür götürüyordum. anneme bin bir yalvarmayla aldırmıştım canım öyle bi çekmişti ki... neyse dişçi amca yaklaştı bana, ağzındaki maskeyi çıkardı ve "adın ne senin küçük?" diye sordu. aslında o zamana kadar alışmış olmam lazımdı ilgiye ama yok işte yabaniydim cevap vermedim içimden sensin küçük dediğim doğrudur. neyse bu sonra bana "o yediğin dişlerine çok zararlı biliyor musun? ilerde dişlerin çürür ve dişsiz kalırsın şu amca gibi takma diş takmak zorunda kalırsın" dedi. ulan manyak herif küçücük velete söylencek şey mi bu ya ağlıcak zırlıcak ya da olsun diyip löpürdetmeye devam etçek. olur diyip yemeye devam ettim. annem de "biraz yabanidir o amcası kusuruna bakmayın" dedi. ama içimden ben sana gösteririrm diyipdurdum. muayenehanenin giriş katında elektrik paneli açıktı. girerken görmüştüm ne olduğunu da babamdan biliyordum asansör hep bozulduğu için ordan indirip açıyoduk. çıkarken anneme çöpü atçam deyip elinden ayrıldım ve şarteli indirdim. sonra biz gittik köşeyi dönerken dişçi amcanın etrafına bakındığını gördüm. ve o sokaktan her geçişimde şarteli indirdim. bi gün az kalsın yakalanıyordum ama. binanın yanındaki tostçuda otururken indi kim diye bakındı bana sordu. ben de siyah giyen biri dedim koştu gitti şöyle diye. adam inandı yırtmıştım.
not 1: az kalsın yakalanıyordum dediğim orta okuldaykendi.
not 2: o gün siyah giymiştim.
not 3: sapsarı bukleleri yüzünün yarısı fıstık yeşili gözden oluşan bi küçüktüm bu yüzden hep istemeden dikkat çektim.
not 4: 4-5 yaşlarındaki çocuğun yetişebileceği yere elektirik paneli koyan zihniyeti seveyim onlar olmasa dişçi amcayı rahatsız edemezdim.