224
empati kurabilmek için en azından kendi yaşadığımız "benzer" durumlar ile ilişki kurmaya çalışmamız gerekir. yine belirli hastalıklar ile empati kuramam çünkü bu elma ile empati kurduğumda yazacaklarımdan çok farklı olmazdı. ama sosyal sebeplerle akli dengesini yitiren insanlardan bahsedebilirim. ki bu durum aslında çoğu sosyal olayı gerçek hastalığa dönüştürüyor ve o bahsettiğim yapısal bozukluklara da zamanla yol açıyordur büyük ihtimalle.
işin bir çok yönü var. mesela nasıl beslendiğin, bedenine nasıl baktığın beyin yapını ve sağlığını etkiliyor. yanlış beslenme ve sağlıksız yaşam sonucu aynı yaşam çok daha mutsuz, aynı beyin çok daha zayıf ve dengesiz hale gelebilir. bu elbet de ekonomik bir problem. şehrin kıyısında gecekondu denizinin içinde yetişmiş biriyle göbeğindeki rahat apartmanlarda yetişmiş insanın aynı zeka kapasitesine sahip olması bile zor bence. hormonlar mormonlar. ama iş zekada bitmiyor işte, zeka dediğin bilgisayarın donanımı gibidir, hızını filan tanımlar daha çok. nasıl bir kültürel birikimin var, neler yaşayıp neler öğrendin onlar önemli ki hem bir düşünce sistemin olsun hem beyninin işleyecek şeyi olsun. o açıdan bu çok kültürlü eğitimli geçinenleri de ben dahil pek parlak görmüyorum, tanıdığım avrupalılar dahil.
işin ikinci yönü nasıl bir hayat sürüp neler öğrendiğin, nasıl bir kültürel birikime sahip olduğun. ne yazık ki bu da ekonomik. öncelikle toplum içerisinde kendine yer bulamayan, berbat hayatlar yaşamaya itilen insanlar doğal olarak kendilerini toplumdan daha da soyutlar ve insana dair şeylere daha düşmanca yaklaşırlar. sonralıkla gelir düzeyi düşük insanın sağlıklı eğitim alabilmesi ihtimali de daha düşüktür ki eğitim sistemi ortada. bir de üzerine bu insanları sömüren kesimin bilinçli yoz kültür bastırması vardır ki o en büyük problem. son olarak bu kültür grubu kendi içinde bütün bu şeylerin toplamı olarak berbat ilişkilerden başka bir şey kuramaz hale gelir ve ev akıl hastahanesine döner. kimsenin umudu yok, açlık sefillik soğuk, yarını çıkarıp çıkaramayacağın belli değil, evde kim varsa hepsi senin gibi deli olduğundan "hoş" bir ortam değil, üzerine berbat bir kültür içerisinde çok çok az şey öğreniyorsun, bütün bildiğin o ufacık hayat demeye değmeyecek şey oluyor. sonra bir de işin dış kısmı var, yani çalışma hayatı. iş bulabilecek misin belli değil, bulduğun işten para alacak mısın o bile belli değil ki kuş kadar para alacaksın, patronu var bilmem ne başı var senin gibi deli diğer çalışanlar var, bitmiyor. bir de öğrendiğin kültür öyle garip ki var olmayan garip garip şeylere inanıyorsun. falan filan daha uzatırım ama gerek yok.
günümüzdeki deliliğin yüzde doksanının kaynağı budur herhalde. bu adamlar gidip karikatürist de öldürür, kendi insanını da yakar, hırsızlık zaten yapmazlarsa çok garip olurdu, her şeyi yapar. ya ne yapacaklardı?