öncelikle ben bu cinsel ve duygusal iletişim olayını hep insanın hormonal dengesine bağlamışımdır. düşününce de eşcinsel bireyin hormonal bazı farklılıklara sahip olması akıllara ilk gelen. tabi bu durumu tetikleyici unsurlar genetik olabileceği gibi çocukluk dönemi travmaları gibi sonradan kazanılmış da olabilir. bu açıdan yaklaşıldığında eşcinselliği "bozukluk" olarak tanımlamak sanırım daha mantıklı. daha önce badilerle birkaç gecemizin tartışma konusunu olmasından mütevellit biraz konuya hakim gibiyim. şöyle ki eşcinsel arkadaşları olup, eşcinsel bir arkadaşla belli dönem aynı evde de kalmış birisi olarak, kendilerini hasta olarak değil de biraz farklı olarak tanımladıklarını biliyorum. fakat benim düşüncem bu durumun salt tercihten öte olduğuna yönelik. örneğin evlenmiş çocukları olmuş sonra da eşcinselliğe yönelmiş insanlar var. bu örnek bu durumun tercihten öte hormonal bir dalgalanma sonucu eşcinselliğe yönelimi açıklıyor benim adıma.
olayın bir de biseksüellik boyutu var tabi ki, bu durumda benim hormonal bozukluk düşüncem sakatlanıyor haliyle. bu biseksüellik konusu olaya karıştı mı zaten çoğu düşünceyi sakatlıyor. bu durumda da en mantıklı açıklama bu durumun salt tercih oluşu oluyor. ne demek bu, adamın canı çekiyor, yada hoşuna gidiyor demek. enteresan.
ayrıca bir de devletin resmi kuruluşu milli savunma bakanlığının eşcinselliği hastalık olarak tanımlaması,
raporu istiyor oluşu var ki bu da ayrıca incelenmesi gereken bir durum.
özetle gençler benim düşüncem biseksüelliği ayrı incelemek gerektiği ve eşcinselliği bir bozukluk olarak görebileceğimiz yönünde. tabi kendilerini bozuk birer birey olarak görmüyorum. bu konuları düşündükçe, tartıştıkça kendilerine daha empatik yaklaşabileceğimizin de farkında olduğumdan başlığı açan arkadaşa da ayrıca teşekkür ederim.