54
okulun son günü, yanına gittim. son kez baktım gözlerinin içine. bir şey dememe gerek kalmadı. anlamıştı. sus dedi sadece. böylesi daha iyi. sustum. sadece gözlerinin içine bakıyordum. hareketsizdim. sanki en ufak bir hareketimde bütün her şey mahvolacakmışçasına, olduğum yerde durdum. son kez sıkıca sarıldı. karşılık bile veremedim. sadece hoşçakal diye fısıldayabildim kulağına. hoşçakal... bir kelimeye ne kadar anlam yüklenebilirdi bilmiyorum ama ben o hoşçakala tüm umutlarımı, hayallerimi, tüm lise hayatımı... yükledim. son kez baktım yüzüne. gözleri dolmuştu. kim bilir ben nasıl görünüyordum dışarıdan bakınca. küçük bir öpücük kondurdu yanağıma. iyi bak kendine dedi. gitti... tam olarak ne kadar sürdü bilmiyorum ama okuldan çıkıp gözden kaybolana dek bakakaldım arkasından. taş kesilmiştim. gitti...