8
"hava denizi değil midir dağların, ovaların?" havadan sonra bir es olmalı yani virgül.. başka bir evde bir hanım uyanıyor uykusundan, diye başlamalı sanki ikinci paragraf.. çünkü hikayenin sonunda anlam karışıklığı oluyor.. şahsen ben başında rüyayı görenin hanım olduğunu düşünmüştüm.. değilmiş.. sanki birbirini devam eden iki olaymış gibi oluyor hanımın başka bir evde uyandığını belirtmezsen.. ama şahsi fikrim bence rüyayı da hanım görmeli çünkü bu adamın değil kadının hikayesi.. katılırsan fikrime bu sefer ikinci paragrafın başında "bir hanım" olmamalı.. ki ben hanım diye başlayıp öyle devam ettiğimde gayet aktı hikaye.. sabah sporunu duşta irkilip, hafifçe sekerek yapıyor. saçını düzeltip, hızlıca giyiniyor ve evinden ayrılıyor. cümlenin başına "kahvaltısından sonra" gibi bir şey yerleştirilebilir.. diğer paragraftan direk duşa ve spora ve evden çıkmaya geçilmiş.. sanki kahvaltı havada kalmış gibi.. hata öncesinde kahvaltı biraz daha detaylandırılabilir güzel betimlemelerinle.. "yoğun bir günün akşamına terk edilmiş pazar yeri gibidir sabahleyin alsancak sokakları. alıcılar için süslenmiş o ışıl ışıl cambazdan eser yoktur, bu yüzden tanımak için makyajını silmesini beklemelisiniz. bu haliyle seven de olmamıştır şimdiye kadar. " cümlesi güzel hoş ama bununla ilgili olarak kahramanın da duygusunu bilmeliyiz diye düşünüyorum.. "o da hiç alışamamıştı bu haline" gibi bir cümle ile mesela.. "masalar ters çevrilmiş ve birbirinin üzerinde yatmış, kalmış." cümlesinde kalmış fazla bir kelime olmuş. "önceki sabah özenle temizlenmiş, önceki akşam hoyratça kirlenmiş, kullanılmış ve bir çöp gibi atılıp bırakılmış bu mekanı yeniden temizlemek gerek." cümlesi okurken yoruyor insanı.. "önceki sabah özenle temizlenen, akşamında hoyratça kirletilip ve bir çöp gibi bırakılan bu mekanı yeniden temizlemek gerek" bence daha akıcı oluyor okurken.. "köhne bir barakada içilen ile, narin ve şık duvarlar içinde içilen şarap aynı üzümün suyundan mı yapılmadır? müşteriye bu soruyu sordurursanız öyledir maalesef. " bu cümle gereksiz kalmış anlam bütünlüğünü bozuyor.. "süpürgenin bulunduğu küçük ve gizli bölmeye doğru yürürken "günaydın" sesi ile irkiliyor. "erkencisin?" diye sorması gerekiyor bu durumda, iş arkadaşına. "akşam erken ayrılacağım, o yüzden bugün erken geleyim dedim. belki daha rahat izin alırım" diyor adamcağız. " süpürgenin bulunduğu küçük ve gizli bölmeye doğru yürürken "günaydın" sesi ile irkiliyor. -erkencisin? -akşam eve erken gideceğim, o yüzden erken geleyim. belki daha rahat izin alırım. diyor adamcağız. gibi birebir konuşma şeklinde anlatılmalı bence... "bu oyuncakları bir çocuk gibi kurmuştur hayat zaman içerisinde, adına deneyim denir. yine de havaya fazladan bir sessizlik çökmüş, bunu nasıl açıklamak gerekir? böyle erkekler ve böyle kadınlar çekinirler birbirlerinden. erkek bir avcıdır ki tuzağa çekmeye çalışır avını. kadın da bir av olduğundan yakalanmaması gerekmekte. ama ne adam avcı, ne kadın av ise ne olur o zaman? adam çekinir elbet. ürkek ve narindir çünkü hanımlar, dokunursan kaçar. kadın da çekinir doğal olarak, av olmayı kendine yakıştıramadığından. işte ne av ne de avcı olan bu iki insan sessizliğin altında çalışır yıllarca, birbirini tanımadan. " inanılmaz derecede gereksiz buldum ben burayı... yani kadın ve adamın karakteri tanıtılacaksa bu böyle olmamalı.. birer cümle ile adamın ve kadının naifliği kendi halinde olmaları anlatılabilir.. av ve avcı tabiri çok basitleştirmiş hikayeyi.. "yalnız ta sahile çıkarmak gerekecek" de.. yalnız dan sonra virgül olmalı ya da yalnız hiç olmamalı gibi sanki.. "işi erken bitirdik nasılsa ya, ben biraz oturacağım şurada." ya kelimesi olmamalı.. "eksik bir uzvuna kavuşur gibi koyuveriyor başını çeneğile." bence yanlış bir benzetme olmuş.. eksik bir uzva kavuşunca başımızı o uzva mı koyuyoruz biz.. bilemedim şahsen ben... "yayın telleri titretmesinden ibarettir her şey. ama bedenden yaya, yaydan kemana bir şeyler akar sanki. bu akan şey kelimeler ile ifade edilemez, insanın duruşundan, gözlerinden, kaşlarından çıkamaz dışarıya. nedir bu?" cümlesinde ilk ama olmamalı.. yaydan kemana bir şeyler akıyordu sanki olmalı devamında.. nedir bu ile bitmemeli cümle. dışarıya bence yeterli. "bir üzüm suyunu değerinden yukarıda kakalayabilmek için verilmiş gençlik parçaları?" kakalayabilmek değil de satabilmek olmalı.. hikaye çok naif gidiyor çok hoş bu yüzden argo tırmalıyor okurken.. işte şimdi tek bir dünyada tek bir tuval doğa. duyularını açan insancıklar sürülüp gidiyor ona. işte şimdi tek bir dünya ve duyularını açan insancıklar süzülüp gidiyor ona.. olarak olabilir bence. rüyayı hanımın gördüğünü düşünerek ve öyle olmasını isteyerek ve işte böylece tanışmış oluyor, bunca zamanlık yabancılar. önceki gecenin aksine o gece adam deliksiz, rüyasız bir uyku çekiyor üstelik. yaşadı çünkü bugün, anladınız mı? zaten yaşadı bugün. adam hanım olarak düzeltilmeli ve son cümle silinmeli.. umarım yorumlarım dikkate değer olmuştur.. saygılar..