27
anladığım kadarıyla sen sonuç odaklı yaklaşıyor ve olayı harekete bağlıyorsun. ben ise, insanı o harekete geçiren etkenlerin, insanın kendisine bağımlı olmadığını ve olmayacağını düşünüyorum. biraz daha açarsam şöyle diyeyim: bugün down sendromlu bir çocuğa ileri derecede fizik ve matematik öğretemezsin. çünkü kromozomlarındaki yanlış durumdan dolayı özürlüdür. ama özürlü olmak ya da olmamak o çocuğun seçimi değildir. yine aynı şekilde bizim yaptığımız seçimler de bizim seçimlerimiz değildir. insan kişiliği ve beyni ile hareket eden varlıktır. (içgüdüleri şimdilik bi kenara koyalım) ama genel anlamda baktığımızda kişiliğin ve beynin oluşmasındaki en önemli iki etken genetik ve çevredir ve biz bu iki etkene de çok fazla müdahale edemeyiz. sadece geliştirebiliriz ama kapasitemiz dahilinde. kapasiteyi ise oluşturan biz değiliz. evet hareket eden biziz ama biz kimiz aslında? biz diye bir şey yok ki ortada. yapsak ne olur yapmasak ne olur?