3
akşam işten yorgun argın gelmişim, kafam taşşak gibi. kapıyı açtığı andaki gülümsemesiyle tüm her şey o kapının dışında kalacak aga. hoşgeldin deyip sarılacak boynuma belki bir küçük öpücük konduracağım dudaklarına. soframız hazır diyecek. sevdiğim yemekleri, mezeleri hazırlamış, birer duble de rakı doldurmuş. karşılıklı rakımızı içeceğiz, onun muhteşem yemekleri, şen kahkahası ve bütün gün duymayı özlediğim sesi eşliğinde. o kunuşacak ben dinleyeceğim, arada bir iki kelam da ben edeceğim elbet. gözlerimde onun silüeti, kulaklarımda onun sesi, ellerimizde rakı kadehlerimizle yorgunluğu, derdi, tasayı unutup demleneceğiz karşılıklı. bazen yemek yapamayacak kadar yorgun olacak, ama bir gülümsemesi yetecek benim tüm dertlerimi unutmama. yorgunum, yemek yapmadım diyecek tebessümle. beraber gireceğiz mutfağa, 3 5 dakikada atıştırmalık bir şeyler hazırlayacağız. birer kadeh de şarabımız olacak. otrucağız karşılıklı. kulaklarımda onun sesi, gözlerimde silüeti, demleneceğiz karşılıklı. bazen kavga edeceğiz belki, fırtınalı olacak kavgalarımız, evde taş üstünde taş kalmayacak. ama 2 dakika sonra kedi gibi yanıma kıvrılıp, kırdık birbirimizi, özür dilerim diye fısıldayacak kulağıma. hatalı olduğu için olmayacak özür dilemesi, zaten kalpler kırıldıktan sonra kim haklı kim haksız be farkeder? şşşş diyeceğim. geçti. unut bunları artık. sen rakımızı koy ben de bir iki meze hazırlayayım çabucak. karşılıklı unutacağız dertlerimizi. elimde buz gibi rakım, karşımda onun gözleri, kulağımda o şen şakrark sesiyle... rakı gibi, şarap gibi olacak sevgi dediğin, evlilik dediğin. içtin mi kendini kaybettirecek, dertlerini unutturacak, hafiften de sarhoş edecek... ömür boyu çakırkeyf gezeceksin...