kızın babası mıdır amcası mıdır bilemem ama bir ara " gizemcim, bak çok geriden alıyorsun servisi... az öne doğru sprint alman gerek" dedi. deli murat " sprint ney lan ?" diye sordu bana dönüp. "ben ne bileyim sprint ne demek, sprite diye bişey biliyom, ama o gazoz" dedim. kız o kadar güzeldi ki... simsiyah ve düz saçları vardı. okuldaki tüm kızların bacaklarından daha güzeldi bacakları. hatta ve hatta memeleri bile çıkmıştı. ben de raket istiyordum o an... tabi karşımda oynayan buna benzer bir kız da. o kadar uzaktı ki derenin bu kısmı ile yukarı kısmı birbirinden. bu kızla aramızda, onlarca işe yaramaz oyuncak, bir sürü eski elbise, hurda direksiyonlar ve belki birkaç kırık sepet vardı. ben ise sadece buna üzülüyordum. kız bir ara bizim kendisini seyrettiğimizi farketti, "gene geldileeerr" diye seslendi öbür tarafa. karşılıklı tavla oynayan iki adamdan biri kalktı yerinden. "hayyyttt... kaybolun lan ordan... huoooeeeyyy" diye bağırdı. ben hemen kaydım aşağı doğru. ama deli murat bu...
lemedi bile...