mahzenin kapısı açılıyor. içeri süzülen ışık ilk anda gözlerimi kör etse de hayal meyal seçebiliyorum aghavninin silüetini. gelin efendim diyor sessizce. çıkıyorum dışarı. kimmiş gelen. yahu diyor bizim komşudur. kocası büyük yangında öldü nur içinde yatsın. evinde hiç bulgur kalmamış da biraz bulgur istedi diyor. yaşlı bir rum kadın, kimi kimsesi yok. kocası marangozdu. onun yaptığı ahşap süslemelerini yapan bir usta daha görmedim ben 30 yıllık ömrümde. komşularının yardımıyla geçiniyor. ulan gözünü sevdiğim istanbul'u be. rum'u, ermeni'si, yahudi'si, müslüman'ı aynı mahallede ne güzel geçinip gidiyoruz...neyse bu gece şaraba ayırdığım paranın birazını da şu kadıncağızın kapısına bırakayım eve dönerken. .... heeeeeeeyyyyyttt ullaaaaaaağğğnn!!! aha geliyor
delisi. hasan çavuş bu. narasından belli, daha meyhaneye gelmeden içmiş bir kaç şişe. içki masasında ölecek kesin. cepheden çok, ocaktan çok meyhanede vakit geçiriyor zaten... .... heeeeeeeeeyyttt!!! ... lan sessiz olsana manyak herif, zorla toplayacak zaptiyeyi buraya. komik adam vesselam. gelseler onları da bir güzel hacamat eder bir de üstüne dalgasını geçer. geçen sefer gelirken yolda iki genç durdurmuş bunu. yeni mezun mektepten çocuklar. heyecanlı civa gibi zaptiyeler. demişler nereye. demiş ki şarap içmeye gençler buyrun gelin misafirim olun. demişler ki sen padişahımız efendimizin şarabı yasak ettiğini bilmez misün bre densiz!! demiş bilirim, bilirim de yine de içerim. size ne. siz önce gidin padişahınız efendinize bakın bakalım toplattığı testi testi şarabı napmış?
