abi şimdi şöyle düşün, insanlar bir şeye ihtiyaç duyuyor örneğin yazmak, yazmak için hayvan derisi kullanıyolar, hayvan derisi çok sınırlı sayıda ama yazmaya ihtiyaç duyan insan sayısı fazla, bitkilerden kağıt yapmayı öğreniyolar, saman kağıdı parşömen vs. sonra kalite işin içine giriyo daha kaliteli kağıdı ağaçtan yapmayı öğreniyolar. giyinmek için yine hayvan postu yerine pamuk dokuma vs icat ediliyo, bu icat edildiği zaman insanlar durmuyolar, daha iyisi için çalışıyolar. bir nevi ür-ge doğuyo bu şekilde, zaten teknoloji bu tip adımların izlenmesiyle gelişiyo, birden bire burada fazla ağaç var hadi katledelim hepsini kağıt yapalım, ya da fok balıklarının derisinden ayakkabı yapalım hadi falan demiyolar yani. bir yerlerde talep olmasa, örneğin su geçirmeyen ayakkabı talebi olmasa gortex diye bir şey hiç gelişmezdi. geliştiren adam yaptığı ürünü satardı birine belki ama seri üretime geçilmezdi. talep doğrultusunda gelişiyo bu şeyler. insan canlısı aç gözlü ve rahatına düşkündür. bunun önüne geçemezsin, ki teknoloji aslında doğaya düşman değildir. aksine teknoloji doğa dostudur. bugün bir çok mühendis ve bilim adamı, mevcut üretim yöntemlerine alternatif doğa dostu yöntemler için çaba harcıyolar. ihtiyaçların da doğaya en az zarar verecek şekilde karşılanması doğrultusunda bir uğraş var. yoksa biz buraya hidroelektrik santral yapacağız, balıklara nolursa olsun gibi bir anlayış zaten yok. yani basit bir örnekle; eğer teknoloji gelişmeseydi şuan radyatörlü ısınma sistemi yerine hala kömür yakıyor olurduk.
nickim yok uzun oldu kusura bakma.