6
Ama her güzel ve bolluk içinde geçen bir dönemin sonu vardır ya; öyle oldu işte… Ecevit döneminde yaşanan 2001 krizi her şeyi alt üst ederek dibe çekti. O dönemleri yaşayanlar hatırlar, büyük bir karmaşa hakimdi piyasa. Aşırı etkilendi işlerimiz. Babamın o dönemdeki ruh halini ve duruşunu hatırlıyorum da hiç iç açıcı gözükmüyordu. Yaşanan bu kriz sürecini oldukça büyük zararlarla atlattık ve yine yolumuza devam ediyoruz derken başka büyük bir darbe yendi; depoya hırsız girmişti. Gecenin bir yarısında alarm şirketinden gelen telefonun sesini hala hatırlarım. Şimdiyle kıyaslarsak aşağı yukarı 200 bin TL tutarı depodan mal kaldırıldı. Adamlar resmen kamyon dayayıp ne var ne yok toplamışlar. Hatta toplayamadıklarını yol kenarlarına bırakmışlar… Kriz üzerine yediğimiz bu darbe artık dibe gömmüştü bizi. Evet aile zorluğu biliyor ancak 2 sene gibi kısa bir süre içinde elinizdeki her şeyin eriyip gittiğini görmek doğal olarak psikojik durumları alt üst ediyor. Psikolojik durum derken moral seviyesinden bahsediyorum. Aile içi şiddet, bağırma çağırma gibi şeyler asla ve asla bizim ailemizde yer almadı. O dönemlerde artık şans güldüğü bir ihale geldi. Bugünün parasıyla 5 milyon dolarlık bir iş… Tüm her şey toparlayacak ve geleceği de garanti alınacak bir işti. İhaleyi açan firma bizle yıllardır iş yapan ve sektörde bizden başka hiçbir firmayı tercih ettiği görülmeyen bir firmaydı. İhaleyi almamamız için hiçbir sebep yok yani ortada. Görüşmelerin yapıldığı tarihte babam İstanbul dışında olduğu için ortağımız Haluk amca ilgileniyordu. Haluk amca 45 yaşlarında, suratı hep kızarık ve rakı manyağı bir adamdı. O dönemlerde yaşadığımız sorunları onu babamdan daha çok etkilemiş ve alkol problemi olmasına yol açmıştı. Cemaat ile içli dışlı ihaleyi açan firmaya görüşmeye alkollü gitmiş Haluk amca…
#452520 teodosic | 27/03/2015 23:06