2010 yılında kaçırdığımız treni kırk bin defa başıma kalkınca sana büfede ortaklık teklif ettim.. "senden tek ricam, gelirimizi, giderimizi bilelim.. gerekirse sigortalatırım da" dedim, sana yetemedim.. o beğenmediğin küçücük büfeyle bir hayat kurdum, ebru'yla şahanenin, mükemmelin sadece bir tık altında geçinip gidiyorum, 2 aya kadar
nın da taksidi bitiyor.. sense bankalarda güvenlik görevlilerine "evrak!!!!!" diye bağırır, üstünü başını çekip çevirmenin çaresini kredilerde görür durumdasın.. yazık.. ebru "yaz aylarına doğru
kaliforniya'ya mı gitsek" diyor, ben de "biz değil olly gitsin
kaliforniya'ya, beğenirse biz de gideriz" diyorum.. kısfmet..