6
yav ne dandik gündü be.. sabah yediden beri dışarıdayım. sökeye gidiyoruz dediler ben sanıyorum söke izmirde. aydına gidip geldim lan. palyaçoluk da yapmadım saçma sapan çekçek basket diye bir şişme oyuncağın başına koydular. zıplamalı olur ya böyle kocaman şişme. iki velet çıkıyor iple birbirine bağlı bunlar hem birbirlerini çekip hem top havuzunun dandik toplarıyla basket atmaya çalışıyorlar. gittiğimiz yer de bilmem ne köyünün yılanbalığı festivali. ve gerçekten görebileceğiniz en klişe köy. akşam saatlerine doğru kahvenin terasında toplanıp zurna davul eşliğinde "yeaaaaaah" "laaaaaaaan" "iyyeeeeaaaaaaaaa" gibi sesler çıkararak zeybek oynadılar büyük ihtimalle. sonra biz toplanırken yine aynı terastan "abi sen büyüksün, gözünü yiyim abi bırak gideyim" filan gibi laflar geldi kafayı bi kaldırdım bu kadar kabadayı tipli bir adam olamaz ile ondan aman dileyen bir başka bey karşı karşıya masalardan kalkıp burun buruna gelmişler. silahlar patlamadı tabi. çocuklar ayrı işkenceydi. sıraya girmeyi öğretene kadar zaten iki saat geçti. iki kişilik oyuna yüz kişi atlıyor bir anda ne ebeveyn var ne bir şey var aşağı indiremiyorsun, sıraya geçmeyi bilmiyorlar sıraya geçin diyorsun öyle mal mal bekleyip sıralarını kaybediyorlar biri aşağı bi iniyor beş çift abi biz binek abi biz binek diye etrafını sarıyor. ama yaşlanınca kasketi kafaya geçirip böyle bir köye taşınmayı planlamıyor değilim. ha bir de en son uyandığımda dün akşam saat altıydı. 27 saattir uyumuyorum. güneş de kelim ve burnum ve elmacıklarımı kıpkırmızı etti. böyle halisünojen bir kafada çektim bunları. bir de sıkıştım. üzerine tavuk pilav yedim. öyle umumi tuvalete de hörmetlimi bırakamıyorum afedersiniz.