1
Kelebekler vardı önce, geceden uçmaya güne kanat çırpan gizlice... Yaz dedi Tanrı; gökten sağanak hüzünler yağarken, kırlangıcı çığlığına göm dedi. Yaz dedi Tanrı; kendini boşluğa bırakmaya hazırlanan yorgun sesini at sırtına, bebeğin yüreğini kirlet dedi. Yaz dedi Tanrı; ruhun sırra kadem bastığı bir ayrılık öyküsünde, âşığın sevdasına sırt dön dedi. Yaz dedi Tanrı; peşi sıra kovalarken inandıklarının inançsızlığı, meltem esintisini kov dedi. Yaz dedi Tanrı; güneşe bulanmış karanlık gölgeler aldatmacasında, uçurtmayı toprağa çiz dedi. Yaz dedi Tanrı; bir yoktan iç çekişin nefes kesen çığlıklarıyla, güneşin doğuşunu batır dedi. Yaz dedi Tanrı; dokunmadan yağmurun ürkekliğine en arsızını fırlatıp kahkahaların, ayın şehvetini söndür dedi. Yaz dedi Tanrı; esmer tene yaraşırken rengârenk umutlar, varolmanın yokluğunu hatırlat dedi. Yaz dedi Tanrı; bir yalanı yakmış tüttürürken dudaklarının arasında, kelebeğin kanadını kır dedi. Yaz dedi Tanrı; gölgeleri örten ışıklar yankılanırken gözlerden, gerçeği düşe çevir dedi. Yaz dedi Tanrı; acının cüssesi ağır gelirken bir ölümden, umudun ışığını kapat dedi. Yaz dedi Tanrı; hiç yazılmamış bir şarkının notalarında çırpınırken, matemin karasına ak düşür dedi. y a z d e d i t a n r ı Yazdım! Sil dedi Tanrı, durma! Şimdi bir bir sil… s i l d e d i t a n r ı Silemedim! Kelebekler öldü sonra, geceden uçmaya güne kanat çırpan gizlice... Yaz dedi Tanrı, gülümsedi; akın
#462825 yazdeditanrı | 07/04/2015 14:28