32
@30 merdiven altından geçmek, 13 sayısının uğursuzluğuna inanmak gibi şeylerin temelleri vardır. bu tür inançlar belirli olaylar sonucu ortaya çıkarlar, bu olayların bazıları tespit edilebilirken bazıları kayıt altına alınmadığından ve bulunabilecek bir izi kalmadığından tespit edilemeyebilir. bu sebepleri bilmeden, mantık kurmaya çalışmadan inanan birine "neden inanıyorsun?" diye sorup mantıklı bir cevap bulamamak gayet normaldir. ama bu cevabın var olmadığı anlamına gelmemektedir. kuran ise tüm zamanlara ve tüm kavimlere gönderilmiş, herkesin anlayabileceği anlaşılır bir şekilde gönderildiği kendi içinde yazmakta olan bir kitaptır. eğer kitap arapça bilmeden anlaşılmayacaksa günümüzde yaşayan çoğu topluluk cehennemlik olacak demektir bu. kitabın anlamı kalmıyor, sadece arapça bilenlere hitap eder hale geliyor. ama çeviri hatası olduğunu düşünmüyorum kitaptaki meselelerin. sağda "aig'in kuran ile imtihanı" diye bir başlık var orada inceledim bu konuyu kendi çapımda. anlaşılmayacak bir kaynak göndermenin amacı nedir? yine tüm zamanlara ve kavimlere gönderilmiş bir kitabın "dönemin mantığı ile" ele alınması hatalı olur. çünkü kitap döneme gönderilmemiştir, tüm zamanlara ve kavimlere gönderilmiştir. ama daha kendi dönemindeki başka kavimlere bile hitap etmekte zorlanmaktadır. inanç mantıksız olmak zorunda olmadığı gibi karşındakine anlatamadığın ya da bilmemene anlamamana rağmen "kalben" inandığın bir şey olmak durumunda değildir. gönder tuşuna bastığımda bu girdinin başlığa aktarılacağına inanıyorum, bunu çok mantıklı bir şekilde anlatabilirim, eğer bu mantık çürürse ya da gerçekler tarafından yadsınırsa buna inanmayı da bırakırım mecburen. idealizmin bir yönü de budur, ele aldığın şeyi mutlak bir tabu kabul ettiğin için eğer o tabu gerçekliğe uymuyorsa ya da mantıksız geliyorsa -gerçekliğe uymuyorsa yani aslında aynı şey- o zaman gerçekliği sorgulamaya başlarsın, mantığı çöpe atarsın, "bu mutlak doğru, tanrı sözü. demek ki benim gördüklerim bildiklerim yanlış" der hale gelirsin, ya da ben anlayamıyorum, sen anlayamıyorsun, o anlayamıyor, biz anlayamıyoruz demek zorunda kalırsın. oysa tam tersi kitabı gerçekliğin süzgecinden geçirmek gerekmektedir. düşünceye değil gerçeğe bakmak gerekmektedir önce. kitap gerçekten çok basit, eski hikayelerin tekrarı, korku masalları, dönemin arabistanında peygamberin yönetiminde gerekli hükümler, peygambere sorulan sorulara ve anlık şartların gereklerine göre indirilmiş ayetler, bu yani kitap. bunda ikinci, üçüncü, istersen yüzüncü anlamı ara gerçekliğe oturmuyorsa oturmuyordur. zorlamanın anlamı yok bence. ki dinin zararları diye de solda bir başlık var oraya da davet ederim.