ahmet haşim'i haklı bulmak

  1. 1
    gönül ister böyle şeyleri. özellikle ahmet haşim'in şiir anlayışıyla tanıştıktan ve onun bu şiir anlayışını savunmasını okuyup hayran olduktan sonra. oldukça güzel ikna eder insanı ahmed haşim; şiirde manadan çok ahengin önemli olduğuna, şiirin müziğe daha yakın bir yerlerde olduğuna... ancak onu büyük bir sevgiyle okuduğunuzda hüzünlenirsiniz. çünkü mana o kadar boğulmuş o kadar boğulmuştur ki şiir gelecek nesillere kalamamıştır. belki bunu 100 yıl önce kullanılan kelimelerin çoğunun günlük yaşamdan çekilmesine bağlayabilir insan ama bir dereceye kadar. ahmet haşim'in şiirlerini tercüme vasıtasıyla okumak durumunda kalınca bir şeylerin doğru olmadığını hisseder okuyucu. ancak ahmed haşim'in haklı olduğu nokta şiirin akıl için değil ruh için yazıldığıdır. ruh gerçekten de ayrı bir zevk alır ahenkten ancak akıl çoğunlukla bir şey anlamaz. düz yazısı kadar açık yazsaymış şiirini de belki çok daha büyük bir kitle tarafından okunur, adı göklere sığmazdı ama zaten o da tam olarak bunu engellemek istemiş. şiirde kullandığı güzel simgeler ve betimlemeler ve kapalı anlatımın incelenmesinin bizzat önüne geçmek istemiş ve bunu yapan edebiyat öğretmenlerine "kıl" olduğunu güzel bir dille belirtmiştir. aşağı yukarı hatırladığım kadarıyla der ki; kuşun ötüşünü incelemek için kuşu öldürüp gırtlağını kesip içine bakmak ne kadar boşsa şiiri de bu şekilde masaya yatırıp incelemek aptalcadır. ahmed haşim haklı bulunmalıdır ama sadece bazılarınca. bu sözü geçen bazıları da hüzün kavramını kalplerinde taşıyabilen ve okuduklarını ruhlarına aksettirebilen kimselerden başkası değildir.
    #49137 hüzün kitapçısı | 09/03/2013 14:22
     
  2. tümünü gör
iv> iv> iv> >