diyecek laf bulamazdı...
o kadar da değil!
olmuş bir şeyler öle geldi...
peki ya sen troll olmaya nasıl vakit buluyorsun
peki ya yapmadığımı nereden biliyorsun -sanırım aşk hayatımı sana anlatmadım diye biliyorum...
antikaw militarist in kankasıdır hoşgelmiş....
-onları da mehmetçği anmadan geçmeyelim...
fazla atarlı ozan olmuşuz-yok dostum o aşık atışmasıydı sadece..
sanattı...
şimdi çıkıp birileri yılmaz özdil avi diyecek...
sanırım farklı hissediyoruz...
hüzünlerimi, gözyaşlarımı
dile getirecek, kelimeleri bulamadım
-daha
bir kelime bir cümle arıyorum
ölmekten çok korkuyorum
eğer yalnız öleceksem
eğer, taşlar
bağlanıp itler serbest bırakılacaksa
ölmek istemiyorum
-yok olmak
-yalnız
-yapayalnız
kafa ağrıları içinde
ölümü, tanrıyı düşünüyorum
nice genç yaşlarında, şehit olanları
-gazi gönlümüzü
-eğer tek başıma öleceksem ölmeyeyim
birileri de ardımdan gelsin
lağımın içindeki şu hayatta
boğulduğum, zindanlarda
kavga ettiğim
orospu yollarda
bir jigolonun yarrağı gibi pis hayatta
yalnız ölmek, yalnız çürümek, yalnız yakılmak istemiyorum...
her insan gibi egolarım var kuyruğu dik tutma, düşmeme telaşım
zaafları var, kızgınlıklarım
yalnız ölmek
yalnız çürümek istemiyorum
-hayır istemiyorum...
ardımdan gelenler mutlaka olmalı
-unutulmak, hiç istemiyorum...
o puştlar
o pezevenkler
o fahişeler
o biçimler, gitmeli en önde
sonra da unutulmalılar...
şu sabahlarda unutulmak kavramı içimi yakıyor, güneşten daha deri
unutulmaya taktım ben
unutulmak -aklımda-köşede bu kavram var
unutulmak
ölmekten çok unutulmak
çok önemliyim
-hayır
sıradanım
niye bu ikilemler, niye niye anlamıyorum
kimi zaman ego patlamarı yaşıyorum...
-her saniye yaşadığımız ikilemler
-unutulmak
-bu ne hırstı bu ne bendeki...
-işte
-bitti...
niye bütün bunlar dikkat çekmek için miydi diyorlar soru soruyorlar bana çok yavşakça geldi bütün bunlar...