entarileri (3921)

büyük kapşma çıkar bu anketten.

ben tam bir badassim.

japonca, farsça, kürtçe, ingilizce biliyorum. aynı zamanda futbolcuyum ve 10 bin tl gelirim ve whatsappım var.

beni bi al listeye de gör. işte gençlerin önünü kapatıyorlar.

-- spoiler için tıkla --

kuantum fiziğini de anlayayım felsefeyi de. teorik matematiği de, siyaseti de sanatı da. ama anasını satayım hangi birine yetişecez. şimdi birine dadansan öbürü de hep içimde eksik kalıyor. cahil cahil dayanamıyorum lan. bu vesileyle aranızda fizik okuyan varsa mesaj kutumu yeşillendirsin. yine aşerdim.

duş al kardeşim.

o beni bilir. ben buralarda yokken bile hakkında atıp tuttum kimsenin ruhu duymadı. alışık lan bu ezilen sınıf olmaya:D yok be takılıyorum sadece muhabbetimiz var bizim ayrı:D

bak @36 hemen küstün. olum tamam bak gerçek var olan şeydir fakat bence insandan bağımsız değildir. yani bizim algılarımız sayesinde vardır. misalen atansoxcyrasfads diye bir şey gerçek midir değildir. niye çünkü onun var olduğuna dair herhangi bir algımız veya verimiz yok. bu da demektir ki gerçek insan algısıyla sınırlıdır.

o halde burdan varlık felsefesine bağlarız. var olan şey nedir? varlık var mıdır? edit: bence vardır aga:D

siz devam ededurun geliyorum. 41.media.tumblr.com/...

ne cezası aig. kalkmış y.rak ceza dinler mi:D asdsda. neyse tamam yeter bu kadar.

2- çocuk yapması beni rahatsız etmiyor, çocuklarına "bakamıyoruz". o da bakamayacak. sokakta olsa ezilecek yavruları, aç kalacak, donacak, dövülecek ve yakılacak. bu işin fıtratında var. bizim yüzümüzden bu hale geldi bu olay.onları kısırlaştırmak yerine yaşam alanlarını genişletmek daha mantıklı değil mi peki. ya da onları daha iyi korumak. şimdi bu durumda çindeki durumu desteklemek mi gerekir. yani en fazla 1 çocuk olayını. sonuçta herkes 3 tane yapsa birbirlerini eze eze öldürürler. hükümet onları korumak için, onlara bakamayacağı için onları kısırlaştırıyor kısmen diyebiliriz. bu durumda bu mantıklı mı?

hm. peki.

''daha az para harcayıp daha çok ürün elde etmek için hayvanların genleriyle oynanması, küçücük bir alana oldukça fazlasının hapsedilmesi filan bunlar da kapitalizmin problemleri. kapitalizm bunu insanlara da yapıyor, hayvanlara özgü bir işkence değil bu. sen normal insan apartmana koyun almazsın zaten, bahçeli evin varsa da koyun normal rahat rahat yaşayacaktır. '' e bizim onları evcilleştirmemiz de bu şekilde gerçekleşmedi mi zaten. misal gidip keçiyi dağda bayırda kovalayıp avlamak yerine yakalayıp çiftleştirdik çitlerle çevirip. böylece daha az emekle daha çok yiyebildik. şimdi bilimsel gelişmelerle yapılan şey bence temel olarak farklı değil. kaldı ki herkes ihtiyacı kadar yiyordu o zaman da diyemezsin. 6-7 milyar insan oldu. artık hayvancılık yapılacak geniş meralar kalmadığı için karnımızı doyurmak için genetiğe mecburuz diyebiir miyiz? ''ama evde evcil hayvan olmasının da karşılıklı bir işbirliği olduğunu düşünüyorum. sen onu besliyorsun, o da sana artık daha farklı bir yoldaşlık ediyor. bu insan için çok güzel bir ilişki aslında. ama herkese de evcil hayvan alma hakkı tanınmamalı bence. bazı kriterleri olmalı bu işin. '' ''ev kedileri kısırlaştırılmadıklarında işkence çekiyorlar çok uzun bir süre. baya acı çekiyor hayvan. sürekli doğurmasına da izin veremezsin, yavrulara bakamıyoruz çünkü. kediyi sokağa atacak da değiliz haliyle ki fena bakılmıyor hani keyfi yerinde. ama bir kere doğursun ki doğasını yerine getirsin diye. '' mudur bir ustteki paragrafta arkadaşız dostuz, birbirimizi severiz diyorsun fakat diğer paragrafta onun iç güdülerini yok ediyorsun. bağırdığı, östrusa girdiği için seni rahatsız ediyor ve çok cocuk yapması da rahatsız ediyor seni. yani ona yaşayacağı kadar yemek alan ve oyun veriyorsun fakat elinde ona dair ne varsa alıyorsun. misal o kedi de senle oynamak yerine arkadaşıyla sevişmek istemiyor mudur? işte köleleştirmekten kastım tam olarak bu. yani evcilleştirdin eyvallah da onu hayvanlıktan çıkarıp birer peluş bebek haline getirdiniz be.

olum hepiniz yalansınız kadını da erkeği de. aşk, sevgi, türlü türlü kurlar ,stratejiler hep yalan. elde etmek nedir lan. biri birini seviyorsa seviyordur, karşısındakini elde etmeye çalışmak bana hep saçma gelir. aşk karşılıklıysa ne ala karşılıksız olsa da yapacak bişey yok. vur kafayı yat.

diğer sorunu da cevaplayacağım öğleden sonra okul dönüşü. ben de bu arada bi soru bırakayım da gidip geleyim: şimdi öncelikle 1- insanların hayvan evcilleştirmesi doğru mudur? onları köleleştirir mi yoksa daha iyi bir ortam mı sağlar? tarihsel süreciyle birlikte açıklayınız(40 puan) 2- hayvanları kısırlaştırmak ne derece doğrudur? kısırlaştırılmadığında ortaya çıkacak sorunları, kısıraştırıldıklarında ortaya çıkan etik sorunları göz önüne alarak cevaplayınız(60 puan).

"sen gidip hayatın boyunca tecavüze uğruyorsun diyelim bir depoya kilitliyorlar seni, öyle yirmi yıl filan yaşıyorsun hep tecavüz. senin de testin bu sonuçta.. sonra ölünce cennete. sana bunları yapanlar da cehennemde sonsuza kadar yanıyorlar. bak sen sadece yirmi yıl tecavüze uğradın, adamlar sonsuza kadar yanacak. rahatladı mı için? sus, yirmi yıllık tecavüze uğradığım gerçeği değişti mi diye sorma, karşılığında sonsuz bir acı verdik daha ne yapalım? bir acı yarattık, karşılığında başka bir acı daha yarattık sonsuza kadar sürecek olan. hiç acı mı yaratmasaydık? baharat... hep baharat.... " bu paragraf ile ilgili ne düşünüyorsunuz? ilahi adalet var mıdır, nasıl işler, neye yarar? bu paragrafı külliyen yanlış görüyorum. adalet yokken ilahi adalet mi? neyse bi bakalım nereye varacak: uçuk bir örnek değil böyle kendi çocuklarını kilitleyenler var, bunları duyuyoruz. şimdi ilahi adalete göre eşit doğmamamızın sebebini bilemiyoruz, kimi fakirlikle imtihan edilir, kimi zenginlikle , kimi sakatlıkla , kimi ailesiyle vs vs. ve tanrı da bunları göz önüne alarak işte öbür tarafta vs ödülünü veya cezanı verir. ama işin bug kısmı bence şurda yatıyor ki misalen en büyük cezayı kim çekecek? şimdi 20 yıl tecavüz eden adam sonsuz cehennemlik diyelim, 21 yıl tecavüz eden de aynı şekilde nitelendiriliyor. bi derecesi mi var acaba bu cehennemin? birini 10000 celciusta yakarken diğerini 15000 ile mi yakıyorlar? akla pek yatkın değil. ya da aynı şekilde iki mümini ele alalım. ikiside çok iyi ama birinin 1 artısı oluyor falan diğerine göre sadece. burda da sonsuz cennet var ama huri sayısında fark oluyor sanırım. birine 50 diğerine 55 vermişler.(bu huri olayının mantığına hiç girmiyorum) tabi çok büyük ödül değil mi 5 huri daha. çok farketti yani? bu işin genel mantıksızlığı. günlük hayatta ise ilahi adalet elbet tecelli eder diyenler kimlerdir? ötekiler tabii ki. fmisal kötü kalpli atayiz ama akir olup işten boş yere çıkarılan adam mahkemede hakkını arar bulamaz. adaleti devlet sağlayamazsa mecburen kendi eli ile sağlamaya kalkar. silah alır , dağa çıkar, bombalar, keser, yıkar vs vs... fakat nur yüzlü iyi kalpli mümin fakir ise mahkemeden eli boş dönse de ilahi adalete sığınır. çünkü elbet bir gün tecelli edecektir. misal o işten çıkaran soyguncu patron trafik kazasında ölebilir. şirket batas sokağa düşer vs vs. ne oldu ilahi adalet tecelli etti.fakat aslında böyle bir tane vaka oluyor o da diğer insanların ilahi adalet kavramını güçlendiriyor. fakat geri kalan suçluların çoğu mutlu ölüyor, zenginlik, sefa içerisinde. misal bir de uyuşturucudan öldü şeysi var. şimdi adam 30 yaşında bizim 50 yılda yaşayamayacağımız şeyi yaşamış zaten. sürekli dopamn ve zevk peşinde ve garip bir şekilde de over doz alıp mutluluktan uçarken ölüyor. fakat o da ne herkesin aklında oluşan düşünce şu: yazık ya bak görüyon mu para insanı nasıl bozuyor, işte zenginin derdi de başka, ünlü olunca ya seksten ya uyuşturucudan gidersin. ee o zaman hadi fabrikama gideyim de akşam pazardan en kötü meyve sebzeyi alayım da 1 göz oda evimde ailemle mutlu yaşayayım. çok şükür uyuşturucudan ölmedik.... yani işte bu örnekleri çoğaltırız ki ilahi adalet kavramı bence yine egemen sınıf tarafından ortaya atılmış bir kavramdır aynı din kavramı için düşündüğüm gibi. ayrıca ilahi adalet kavramı varsa ki elbet tecelli edecek o halde yeryüzünde adalet kavramına gereksinim yoktur. misal zorbalara ceza verilmemelidir. biz boynumuzu eğip katlanırsak allah bize daha büyük bir ödül vermez mi? o da elbet cezasını bulacaktır zaten. nefsi müdafaya da gerek yok sonuçta öldürmek büyük günah. niye öldürelim ki adamı. kısacası ilahi adalet kavramı temel olarak yargı , sistem veya dünyadaki işleyiş egemen sınıfa ayrıcalık yaptığında ezilen sınıfın çaresizliğini, isyanını engellemeye yöneliktir diye düşünüyorum. mutlak adalet sağlanabilir mi insan eliyle inşa edilebilir mi? sağlanamaz hiç bir zaman tabii ki. sonuçta sürekli entalpi ve entropisi olan bir sistemdeyiz ve suç ve ceza kavramları sürekli değiştirilmek zorunda. misal bilimsel gelişmeler eşliğinde f tipleri, idam cezalarının, işkencelerin yanlışlığı artık anlaşıldı eski yüzyıllara göre. belki de önümüzdeki yılllarda yeni ceza şekilleri ortaya çıkar ya da suç kavramı elbbette ki değişir. bir dipnot daha: misal mahallede kavga edersin biri gelir ağzını burnunu kırar yerde ağzn kan dolu arkasından bağırırsın: -seni dayıma sktrtcem olum, bekle sen. işte ilahi adalet hiç gelmeyen dayıdır, aslında bir dayın yoktur bile belki de.

tatlı kız? scontent-a-fra.xx.fbcdn.net/...

@16 aferin evlat yüz aldın felsefeden.

bakın @1 i güzel bir örnekle de pekiştiriyorum. www.youtube.com/... ayrıca kötü kalpli, hain ve de çirkin suratlılar hep ateist oluyor zaten.

abi ben ateisttim okudum şu an zikir çekiyoruz ev ahalisi olarak. bu cuma bornova küçükparkta pilavlı sohbet var.

sevimli hayalet aig iki soru sorsana be yok pardon gerizekalı egoistmiydi soru soran bak unuttum ha?